MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Cumhur İttifakı, alayının boyunun ölçüsünü sandıkta alacak, zamanında yapılacak seçimin kaç bucak olduğunu gösterecektir. Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri, 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır.” dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, cumhuriyet ve demokrasinin, birbirlerini tamamlayan değerler manzumesi olduğuna işaret etti.
Türkiye’nin, cumhuriyeti, demokrasiyi birlikte yaşatmaya mecbur olduğunu dile getiren Bahçeli, MHP’nin, adaletin ve meşruiyetin herkese lazım olduğuna yürekten inandığını söyledi.
Siyaset yapma ve hükümet etme anlayışlarının pozitif yönde değiştiği yeni bir dönemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle başladığını belirten Bahçeli, herkesin buna saygı duymakla birlikte, bu yeni döneme samimi katkılarda bulunmaya hazır olması gerektiğini kaydetti.
Bahçeli, “Aksi halde gerilim ve çatışmaların sürmesi ve intikam çığlıklarının devamı halinde, demokratik rejimin ve hukuk devletinin geleceğinin kararacağını söylemek, bugünün bile mumla aranacağını öngörmek kehanet olmayacaktır. Türkiye’de siyasal istikrar hakimdir. Hükümet görevinin başındadır. TBMM açık ve çalışmaktadır. Kovid-19’la mücadele başarıyla yönetilmiştir. Ekonomik nitelikli sızlanma ve şikayetler konjonktüreldir ve geçecektir. Su akacak yatağını muhakkak bulacaktır.” diye konuştu.
Ne var ki, zillet ittifakının havlu attığını, ava giderken avlandığını, politik iflasa gömüldüğünü, söylem kısırlığı içinde erken seçimden başka hiçbir şey söyleyemeyecek duruma gerilediğini söyleyen Bahçeli, erken seçim kararının hukuken iki yolu bulunduğunu; bunlardan birinin TBMM’nin karar alması, diğerinin Cumhurbaşkanının iradesi olduğunu anımsattı.
Bahçeli, “TBMM’de yeterli sayısal çoğunluğu olmayan CHP-İP-HDP ve diğerlerinin erken seçim kararını çıkarması mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da defalarca ‘erken seçim yok’ dediği belgelidir ve bilinmektedir. O halde, bu erken seçim nasıl olacaktır? CHP, nerelere mesaj vermekte, kimlerin dikkatini çekmeye uğraşmaktadır? Biz ‘erken seçim yok’ dedikçe, ‘olacak’ diyenlerin gizli amacı nedir? Bu zorlamanın, bu dayatmanın, bu ısrarın gerçek manası nasıl yorumlanmalıdır?” sorularını yöneltti.
“Kör kuyularda merdivensiz kalan Kılıçdaroğlu…”
“Duvara konuşsak, duvar anlar ‘tamam’ derdi. Suya yazsak adresine gider, göle yoğurt çalsak çoktan tutardı. Ancak CHP ve yedekleri bir türlü anlamıyor, devamlı mızmızlanarak, devamlı mırıldanarak vakit kaybediyor.” diyen Bahçeli, “Zillete düşenlere nasıl anlatalım, nasıl erken seçimin olmayacağını söyleyelim. Düşünüyorum da şahsa mahsus mektup yazsak, el ilanları hazırlayıp dağıtsak, billboardları kullansak, acaba sonuç alabilir miyiz? Ne söylesek nafile, kör kuyularda merdivensiz kalan Kılıçdaroğlu’nun bir kulağından giren öbüründen çıkıp gidiyor. ya dinlemiyor ya da kafası almıyor.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, her lafın duyulmaması için kulağın arkası, her şeyin görülmemesi için gözün kapağı, her lafı söylememek için de dilin önünde dudak bulunduğunun bilincinde olduklarını anlattı.
Yunus Emre’nin, “Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar.” sözüne işaret eden Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “kendini aramak için tekraren yollara düşmesini, şansı yaver giderse de bir an önce bulmasını” tavsiye ettiğini söyledi.
“Demokratik hesaplaşmanın olacağı günü sabırla bekliyoruz”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bu şahıs ‘hemen seçim’ diyor. PKK da seçim istiyor. FETÖ, yarın seçim olsun diye bekliyor. PYD/YPG de koroya katılmış, Kılıçdaroğlu’nun erken seçim talebini destekliyor. Türkiye düşmanları erken seçim safında birleşmiş, şakşakçılık yapıyor, zillete refakat ediyor. İP, HDP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, TKP, TİP erken seçim hayali görüyor. Bu arada Kılıçdaroğlu, Türkiye’de can ve mal güvenliğinin kalmadığını, vicdanı sızlamadan söyleyebiliyor. Ülkemizi haksız ve hayasızca jurnalliyor. Demokrasi dışı arayışlara can suyu verip, yeşil ışık yakıyor. CHP-İP-HDP ve diğer ortakları krize oynuyor, hatta sokakları karıştırmak istiyor. Muhalefet, terörü besleyen en önemli faktörün demokrasi eksikliği ve sözde kimlik baskısı olduğunu düşünüyor, bu itibarla sürekli bu konuyu kaşıyarak, kapanmaya yüz tutmuş yaraları yeniden kanatıyor.
Siyasi hayatımızda serseri mayın gibi sürüklenen ve bu hüviyetiyle temel bir güvenlik riski ve gerginlik odağı haline gelen CHP için çatışmacı siyaset anlayışı, siyasi varlığını sürdürmenin yegane vasıtası olarak görülüyor. Kaostan iktidar devşirmenin peşine düşüyorlar. Ne utanmaları kalmış ne de millet sevgileri. Bir bilgeye sormuşlar; insan nasıl sabreder? Bilge cevap vermiş: Unutursun sabredersin, bu en güzelidir. Kabul edersin sabredersin, bu en doğrusudur. Vazgeçersin sabredersin, bu en zorudur. Bir de Allah’a havale edersin sabredersin, bu en yücesidir. Bunları hem Allah’a hem de milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Demokratik hesaplaşmanın olacağı günü de sabırla bekliyoruz. Cumhur İttifakı, alayının boyunun ölçüsünü sandıkta alacak, zamanında yapılacak seçimin kaç bucak olduğunu gösterecektir.
Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani Türk tipi başkanlık modeliyle geleceği yüksek bir irade ve inanmışlıkla kucaklayacaktır. Cumhur İttifakı, her derdin devası, her belanın defedeni, her sorunun çözüm ümididir.”
“Kağıt parçasından ibaret değerlendirmeler…”
Sözlerini, “Parlamenter sisteme dönüş ezberleri fostur, fuzuli gündem işgalidir. Çünkü İP’in ve CHP’nin iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem telaffuzlarının içi tamamen boştur.” diye sürdüren Bahçeli, bilhassa İYİ Parti’nin “kağıt parçasından ibaret değerlendirmelerinin, hazırlıksız bir telaşın ve acemiliğin neticesi” olduğunu savundu.
Bahçeli, “İP’in önerisine göre, Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile ilgili bölümde ‘Cumhurbaşkanı makamının sadece temsili nitelikte olmayacağı’ söylenmektedir. Bir yandan Cumhurbaşkanının parlamenter sistem gereği ‘tarafsız ve yetkisiz’ olması savunulmakta, diğer yandan ‘temsili nitelikte olmayacağı’ söylenerek tam bir çelişkiye düşülmektedir. Halbuki parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanları, yetkisiz, sorumsuz ve tarafsızdır.” değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti’nin çalışmasında, parlamenter sisteme dönüldüğünde Cumhurbaşkanının kararname yetkisinin olmayacağının söylendiğini aktaran Bahçeli, parlamenter sistemlerde yetkisiz kabul edilen Cumhurbaşkanının, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin zaten olmadığını dile getirdi.
Bahçeli, sözlerini “Türk tipi başkanlık sistemini teyit edip kurumsallaştıracak anayasa teklifimiz, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü esas alarak 100 maddeyle hazırlanmıştır. İnanıyorum ki Cumhur İttifakı’nın ortak anayasa çalışması, Türkiye’nin ve Türk milletinin irade ve iftihar hazinesi olacak, tarihi nitelikli bir beklenti karşılanacaktır.” diyerek tamamladı.
(Bitti)
Kaynak: Anadolu Ajansı / İbrahim Saykılı