Yerli Düşünce Derneği (YDD) Onursal Başkanı Yalçın Topçu, Kazakistan’da yapılacak Parlamento Meclisi seçimleri ile ilgili görüşlerini paylaşarak “Kardeş ülke Kazakistan’daki bu siyasi süreçleri yakından takip ediyoruz. Bu seçimlerin Kazakistan’ın demokratikleşmesinde yeni bir aşama olacağına inanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Tokayev’in yayınladığı “Bağımsızlık her şeyden değerlidir” makalesinde de belirtildiği gibi, Kazakistan Türk Dünyasının Aksakalı Sayın Nursultan Nazarbayev’in bilge önderliğinde başarıya dolu otuz yılı arkada bırakmıştır. Bunun ilk on yılında Kazakistan’ın temelleri atıldı. İkinci on yıl, Kazak halkının kalkınma ve gelişme dönemi oldu. Üçüncü on yılda kardeş Kazakistan daha da gelişti, zenginleşti ve müreffeh bir devlete dönüştü. Bağımsızlığın on yılında Kazakistan’ın bu başarı hikâyesi Cumhurbaşkanı Tokayev önderliğinde devam etmektedir. Siyasi ve ekonomik reform sürecini ve milli bilincin modernleşmesini sürdürerek güçlü bir devlet ve olgun bir millet olma hedefi belirlenmişti. Bu hedeflere ulaşmada önümüzdeki seçimlerin önemli katkısı olacağını düşünüyorum” dedi.
(YDD) Onursal Başkanı Topçu, geçtiğimiz günlerde bazı Rus parlamenterlerin Kazakistan’dan toprak talep etmeye yönelik beyanlarına binaen, konuyla ilgili olarak Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev’in makalesinin, son noktayı koyduğunu belirtti ve makaledeki “Bugünkü tarihimiz 1991’den veya 1936’dan başlatılamaz. Halkımız burada Kazak Hanlığı döneminde ve daha önce Altın Orda, Türk Kağanlığı, Hunlar ve Sakalar döneminde yaşamış ve gelişmiştir. Kısacası, ulusal tarihimizin derin kökleri antik çağa kadar uzanmaktadır.” ve “Ulusal çıkarlarımızı hem yumuşak güçle hem de sert güçle savunmaya hazır olmamız gerekir.” açıklamalarına atıfta bulunarak sözünü şöyle devam etti:
“Sayın Tokayev, olgun bir devlet adamının derin kavrayışıyla konuyu çok net ve açık şekilde anlatmıştır. Yükselen Kazakistan’ın hedeflerine emin adımlarla yürümeye devam edeceğini ve kimsenin toprağında ve malında gözleri olmadığı gibi kimseye de verecek ne mal ne de toprakları olamadığını belirterek son noktayı koymuştur. Elbaşı Nazarbayev’in açtığı yolda emin adımlarla yürüyen Sayın Tokayev’in makalesinde; kararlı siyaset, akıl dolu idare ve derin millî şuur görüyoruz. Hayaller kuranları da gerçeklere davet eden bir rasyonalite var. Kazakistan’ın, hür ve müstakil şekilde yoluna devam edeceğini gösteren Sayın Tokayev’e, Türk Dünyası halkları ve Yerli Düşünce mensupları adına minnettarlığımızı sunuyor, bu kutlu yolculuklarında asla yalnız yürümeyeceklerini bir kez daha belirtiyoruz.”
Dünyada son zamanların en hızlı yükseliş gösteren ülkelerinden birisi olan Kazakistan’ın, komşu devletlere yönelik tamamen barış odaklı yürüttüğü politikanın hadsizliklere fırsat olarak görülmemesi gerektiğini belirten Topçu, “Kazakistan’ın zarafetini zafiyet olarak görenler kendini kandırır. Kazak halkı, her türlü emperyalist niyetlere gereken cevabı verecek güçte ve inançtadır. Kazak kardeşlerimiz yalnız değildir. Türk-İslam Dünyasının ve uluslararası hukukun üstünlüğünü savunan milyarların kalbi onlarla beraberdir ve gözleri, onların üzerindedir. Kazakistan, bize belki mesafe olarak uzaktır fakat günümüzde mesafelerin bir anlamı kalmamıştır. Yeter ki yürekler bir olsun, vakti gelince herkes görür ki bilekler de yüreklerde bir olur. Artık eski dünya yoktur.” şeklinde konuştu.
Emperyalist heveslerin, eski dünyanın argümanı olduğunu belirten Topçu, “Rusya’nın ve Rus halkının genel politikası olmadığına inandığımız bu ayrık otu ve çağ dışı açıklamaların sahiplerine, gereken uyarıyı Rusya yönetiminin ve Rus halkının da yapacağını inanıyoruz. Rusya ile Kazakistan dost ve müttefik ülkelerdir. Barışın, aklın ve dostluğun gücü, beraberinde huzur ve güvenliği getirir. Zaman, ucuz ve eski siyasetlerle ortamı germeye çalışanlara haddini bildirme ve barışa bağlılığın gücünü gösterme zamanıdır. Öncelikle bölgenin ve bölgede yaşayan bütün halkların, bunun yanında dünyanın ve bütün insanlığın barışa ve güvenliğe olan istek ve ihtiyacı her zamankinden daha elzemdir. Bu nedenle Yerli Düşünce Derneği ve Dergisi mensupları olarak, aklı başında her medeni devletin, devlet ve millet adına söz söyleyen herkesin ya “Barış” adına barışın dili ile konuşmasını ya da susmasını tavsiye ederiz.” dedi.