Dünya genelinde birçok sektörde kullanılan plastiklerin parçalanması ile oluşan, boyutları 5 milimetreden küçük olabilen mikroplastiklerin yarattığı kirlilik, çevre ve insan sağlığını tehdit ediyor. Bu kirliliğin genellikle evsel kullanımlardan kaynaklandığı düşünülürken yapılan bilimsel araştırmalar sırasında bunun araç lastiklerinden de aşınma ve sürtünme yoluyla doğaya karıştığı tespit edildi. Mikroplastikler üzerine çeşitli çalışmalar yürüten ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, aldığı sahil kumu, su ve toprak örneklerinde lastiklerden çıkan mikroplastiklere çok fazla rastlamaya başladıklarını belirtti. Bu mikro partiküllerin petrol türevli olduğundan kompleks kimyasallar içerdiğine dikkati çeken Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, oluşan kirliliğin yağmur suyu ile nehirlere buradan deniz ortamına, oradaki canlılara ve hatta sofralardaki tuza kadar ulaştığını söyledi.
BİNLERCE MİKROPARTİKÜL YAYIYORLAR
Konuyla ilgili yapılan bilimsel çalışmaları aktaran Doç. Dr. Gündoğdu, “Dünya çapında yapılan araştırmalarda gerek hafif ticari araçlar olsun, gerekse ağır vasıtalar olsun, ciddi anlamda mikroplastiği, lastiklerinin aşınması sonucu bulundukları çevreye, geçtikleri ortama bıraktıklarını fark ettik. Yapılan bilimsel çalışmalar göstermektedir ki günlük 35 ile 50 bin arası araç geçen yollarda günlük ortalama 20 miligram miktarında mikroplastik araç lastiklerinden kopmaktadır. Bunu adet olarak düşündüğümüzde mikro boyuttaki partiküllerin sayısının binlerce olduğunu söyleyebiliriz. Otoban gibi ağır vasıtaların olduğu yollarda bu miktar 10 kat artabiliyor” diye konuştu.
CANLILAR İÇİN FİZYOLOJİK VE BİYOLOJİK ZARAR
Yol kenarlarında araçlardan kopan mikroplastik partiküllerin ilk olarak yağmur suyuyla nehirlere, buradan da denizlere taşındığının altını çizen Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Bu plastik partiküllerin yağmur suyu ile nehre, nehirdeki canlılara, nehir aracılığı ile denizlere, denizdeki canlılara, hatta sofra tuzuna ve midyelere kadar ulaştığı birçok ülkede yapılan çalışmalarda rapor edilmiş. Besin zinciri katman katmandır. En son insana kadar geliyor. Özellikle Çin’de yapılan çalışmalarda otoban kenarına yakın sucul eko sistemlerde yaşayan canlıların bünyesinden bu plastik partiküllerin çıktığı ortaya konulmuş” dedi.
PETROL TÜREVLİ KOMPLEKS KİMYASALLAR İÇERİYOR
Doğaya salınan lastik partiküllerinin yok olmadığına dikkati çeken Doç. Dr. Gündoğdu, şöyle konuştu:
“Bunlar sonsuza kadar hem toprakta hem nehirde kalıyorlar. Bu plastik partiküller petrol türevlidir. İçerisinde çok kompleks kimyasallar mevcut ve bunlar birçok anlamda çeşitli canlılara zarar veriyor. Tam olarak nasıl zarar verdiğine yönelik detaylı araştırmalar yapmak gerekiyor. Çünkü bu henüz yeni fark edilmiş bir problem. Hem kimyasal hem fiziksel anlamda tehdit oluşturabiliyor. Büyük kamyonların lastiklerinin kaplama olması nedeniyle seyir esnasında parçalanabildiğini görüyoruz. Bu aynı zamanda güvenlik riski de oluşturuyor. Bunun yanında parçalanma esnasında binlerce mikroplastik soluduğumuz havaya karışıyor. Sucul ortamlara ulaşıyor. Böylelikle canlıları tehdit ediyor.”
‘LASTİK VE ARABA ÜRETİCİLERİ ÖZEL ÖNLEM ALMALI’
Bu sorunun engellenmesi için ya da plastiklerin araç lastiğinden koptuğu anda yakalanması ile ilgili İngiltere’de deneme aşamasında bir çalışma olduğu bilgisini veren Gündoğdu, üreticilerin bu soruna eğilerek özel önlem almalarını istedi. Gündoğdu, “Bu kopan partiküllerin biriken yağmur suyuyla birlikte tatlı su ya da denizel ortama geçmeden otoban kenarlarına süzgeç görevi görecek çeşitli kapanlar yerleştirilebilir. Eğer otoban sucul ekosistemlerin yanından geçiyorsa yol kenarlarına file benzeri bariyerler konulabilir. Böylelikle kopan lastik partiküllerinin otobanın dışına taşması engellenebilir” ifadelerini kullandı.