Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hakikatler apaçık ortadayken, Türkiye‘nin itibarını düşürmek, kredibilitesine zarar vermek, yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen ‘128 milyar dolar nerede’ kampanyasını siyasi muhalefet saikiyle açıklamak mümkün değildir. Ortada bu ülkeye ve millete yönelik aleni bir ihanet, aleni bir saldırı, aleni bir hançerleme vardır.” dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Birliği’nin, Türkiye’nin salgın döneminde ekonomik durgunluğu önlemek için yaptığı harcamaların olumlu etkilerinden övgüyle bahsettiğine işaret ederek, “Eğer biz döviz üzerinde yoğunlaşan talebi tereddütsüz karşılamamış olsaydık, yani kontrolü ele almasaydık, işin ucunun nereye kadar varabileceğini, 1994 ve 2001 krizlerine bakarak az çok görebiliyoruz.” diye konuştu.
Bunlarda yalanın da iftiranın da bitmeyeceğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sadece son birkaç yılda yüzlerce yalanlarını çürüttüğümüz, belgeleriyle yüzlerine çarptığımız halde hiç utanmadan, arlanmadan, en basitinden bir düzeltme bile yapmadan, hemen öteki yalana geçtiler. Bayan diyor ya; ‘Yalanı söyleyin, hem de büyük yalan söyleyin’. Dikkat ederseniz, önce ‘128 milyar dolar nerede’ diyerek, sanki bu para yok olmuş, çalınmış, çırpılmış gibi bir hava estirmeye çalışıyorlardı.
Sonra böyle bir şeyin asla olamayacağı gerçeği, bizzat kendi arkadaşları tarafından bile dile getirilmeye başlanınca, işi bu defa ‘128 milyar dolar kime satıldı’ yaygarasına çevirdiler. Dolar satılır mı, önce ‘buhar oldu’ dediniz sonra ‘kime satıldı’ diyorsunuz.”
“Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var”
“Bunların ceddi de rahmetli Menderes’in 12 uçak dolusu para ve altınla kaçmaya çalıştığı iftirasıyla darbeyi meşrulaştırmanın, hatırlayın gayreti içindeydiler. Kimdi onlar, CHP’nin ceddi.” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye’de ticaretle uğraşan herkesin dövizle ve altınla işinin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye’de tasarruf edecek üç-beş kuruşu olan herkesin de dövizle ve altınla işinin olduğunu söyledi.
“O örnekleri en iyi IMF’ye çantacılık yapanlar bilir”
“Kim, ne zaman, ne kadar miktarda döviz aldı, altın aldı?” gibi bir sorunun, mantıksız olmasının ve hukuki olarak suç teşkil etmesinin ötesinde doğrudan milleti suçlamak olduğunu ifade eden Erdoğan, Merkez Bankasının döviz işlemlerinin, alıcı ve satıcı tarafın, işlem gerçekleşene kadar bilinmediği, otomatik platformlarda yapıldığının altını çizdi.
Alış veya satış fiyatının da işlem anında ortaya çıkan bir rakam olduğuna işaret eden Erdoğan, hiçbir kişiye veya şirkete ayrıcalıklı işlem yapılabilmesinin, sistemin işleyişi gereği mümkün olmadığını vurguladı.
Geçmişte bunun örneklerinin bulunduğunu anımsatan Erdoğan, “O örnekleri en iyi CHP’lilerin kendileri, özellikle de o dönemlerde IMF’ye çantacılık yapanlar bilir. Bu çantacı şu anda CHP’nin parti sözcüsü, iyi çantacıdır. Mevcut sistem, hiç kimseye özel olarak, fiyat ve miktar bakımından ayrıcalıklı bir döviz satışına imkan tanımaz. Biz her zaman, tasarrufların Türk lirası cinsinden tutulmasından yana olduğumuzu söyledik, söylüyoruz. Ama vatandaşımız dövizle veya altınla tasarruf etmek istiyorsa, onu da başka türlü davranmaya zorlayamayız.” ifadesini kullandı.
“Türkiye’ye hayrı dokunmayanlardan tek beklentimiz, şerlerini ülkeden uzak tutmalarıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tüm bu hakikatler apaçık ortadayken, Türkiye’nin itibarını düşürmek, kredibilitesine zarar vermek, yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen ‘128 milyar dolar nerede’ kampanyasını siyasi muhalefet saikiyle açıklamak mümkün değildir. Ortada bu ülkeye ve millete yönelik aleni bir ihanet, aleni bir saldırı, aleni bir hançerleme vardır. Bu izahlarımıza rağmen hala aynı teraneleri tekrar eden hiç kimseyi masum kabul etmeyeceğiz. Türkiye’ye hayrı dokunmayanlardan tek beklentimiz şerlerini ülkeden uzak tutmalarıdır. Küresel sistemin siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılanma sancıları yaşadığı bu süreç ‘ya hayır konuş, ya sus’ dönemidir. Bir başka ifadeyle bunlara, ‘gölge etmeyin, başka ihsan istemez’ diyoruz. Türkiye’yi inşallah 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bu ülkede; ekonomiyi şahlandıracak olan da yatırımları artırarak sürdürecek olan da demokrasiyi geliştirecek olan da insanlarımızı hayallerine kavuşturacak olan da velhasıl umudu yaşatacak olan da biziz. Milletimiz, şu sefil CHP zihniyetine, bırakınız ülkenin yönetimini, günahını bile emanet etmez. Halkımız müsterih olsun. Bu ülkenin 128 milyar doları ne birilerine peşkeş çekilmiş, ne de heba edilmiştir. Milletimizin her bir ferdinin hakkına, hukukuna, ekmeğine, aşına, geleceğine göz dikmeye kalkan her kim olursa olsun, karşısında önce bizi bulur.”
Eski TBMM Başkanı ve Başbakan, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Yıldırım Akbulut’u, Hakk’a uğurladıklarını belirten Erdoğan, Akbulut’un ailesine ve millete başsağlığı dileğinde bulundu. Erdoğan, “Şimdi de Erzincan Havalimanı’na, merhum Yıldırım Akbulut’un adını veriyoruz. Milletimiz için Erzincan Havalimanı bundan böyle Erzincan Yıldırım Akbulut Havalimanı olarak anılacaktır. Bundan dolayı Binali Yıldırım Bey’e de teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
(Bitti)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Aynur Ekiz