Dünyada gündem olan seçimlerin ardından ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştiren Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, “Seçim sürecimize yurt dışından çok ciddi bir müdahale girişimi yaşadık. Bu saldırıların arkasındaki aktörlerin Türkiye’de de iç meselelere karışmaya çalışan dış aktörlerle neredeyse aynı olduğunu düşünüyorum” dedi. Szijjarto, Türkiye ile işbirliğinin altın zamanlarını yaşadıklarını ve ivme kaybetmek istemediklerini dile getirdi.
TÜRKİYE’NİN ÇABALARINA DEĞER VERİYORUZ
Bakan Szijjarto, şunları söyledi:
“Ukrayna krizinde NATO’nun bu çatışmaya taraf olmasını istemeyen mevcut konumundan memnun olduklarını belirterek, “Açık bir NATO-Rusya çatışmasından kaçınmalıyız. Bundan kaçınamazsak trajik sonuçları olabilir. Bu nedenle, bir ittifak olarak NATO’nun bu çatışmaya silah göndermemesinden memnunuz. Üye devletlerin yaptıkları, ulusal yeterliliklerine ve egemen kararlarına dayanmaktadır. Ancak bir ittifak olarak çatışmaya taraf olmamak için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Bu nedenle, barışı koruma görevi operasyonu kapsamında Ukrayna’ya asker gönderilmesine karşı çıktık. Hala diplomatik çözüme inanıyoruz.
Bu nedenle, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun barış görüşmelerini kolaylaştırma ve tarafları bir anlaşmaya varmaya ikna etme çabalarına değer veriyor ve gerçekten saygı duyuyoruz. Bir anlaşmaya ne kadar erken varılırsa bu savaş o kadar çabuk sona erebilir. Bizim için en önemli konu en az sayıda insan ölmesi. Macaristan, Ukrayna’nın doğrudan komşusu.Ukrayna’da savaşla geçen her dakika Macaristan’ı güvenlik açısından riske atar. Bu nedenle, Ukrayna’daki savaşı mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek temel çıkarımızdır”
6 MİLYAR EURO TÜRK HÜKÜMETİNE ÖDENMELİ
Ukrayna’dan gelen tüm mültecilerin Macaristan topraklarına girmesine izin verdiklerini ve şu ana kadar 600 binden fazla mültecinin topraklarında olduğunu söyleyen Szijjarto, “Türkiye’nin de ihtiyacı olan herkese yardım ettiği gibi ihtiyaç sahiplerine de yardım ediyoruz. Ancak Ukrayna’dan gelen mülteciler ile yasadışı göçmenler arasında çok net bir ayrım yapmalıyız” dedi.
Szijjarto, “Türk hükümetinin güney sınırına duvar inşa etme kararlarına ve göçmenlerin evlerine dönebilmeleri için gösterilen çabalara çok saygı duyuyoruz. Bu politikayı destekliyoruz. 6 milyar Euronun tamamını Türkiye’ye bir an önce ödemesi için Brüksel’de ısrar edeceğiz. Türkiye olmadan yasadışı göç akışını durdurmak çok daha büyük bir zorluk olacak. Bu paranın STK’lara değil, Türkiye devletine ödenmesinden yapılmasından yanayız” ifadelerini kullandı.
DEMİRYOLU TAŞIMACILIĞINDA DÖRTLÜ İŞBİRLİĞİ
Türkiye ile Macaristan arasında geçen yıl rekor kırılarak 2021 ticaret cirosu 4 milyar dolara yaklaştığını anlatan Szijjarto, “İşletmeler arası işbirliğini finanse etmeye devam etmek için Macar Eximbank 100 milyon Euro’luk bir kredi limiti açtık. Demiryolu taşımacılığında Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan olmak üzere dört taraflı bir işbirliği kuruyoruz.
Çünkü artık doğudan batıya ulaşım söz konusu olduğunda Ukrayna üzerinden teslimatlar zorlaşıyor. Alternatif bir rota aramalıyız ve bu bir yol olabilir. Afrika’da projelerimize devam ediyoruz. Macaristan’da bugüne kadarki en büyük Türk yatırımı olan 280 milyon avroluk yatırımın temel atma törenine katıldım.Şişecam Macaristan’da büyük bir cam fabrikası kuruyor. Macaristan’da Türk yatırımlarının sayısı artıyor ve artık Macar şirketleri de Türkiye’ye yatırım yapıyor.” dedi.
SUÇLAMALARI REDDEDİYORUZ
Rusya işgalinin ardından Ukraynalı yetkili ve uzman, Macaristan’ı Ukrayna’nın Transkarpatya bölgesini ilhak edeceği iddialarına da cevap veren Bakan Szijjarto şöyle devam etti:
“Transkarpatya’da yaşayan bir Macar topluluğu var. Bize yöneltilen suçlamalar aptalca ve onları reddediyoruz. Ancak, Transkarpatya’daki Macarların geçmişte sahip oldukları tüm haklardan yararlanmalarıyla kesinlikle ilgileniyoruz. Sorun şu ki, savaştan önce Ukrayna parlamentosu Macarların haklarını azaltan düzenlemeler yaptı. Şimdi savaş zamanı, bu yüzden bu konuyu gündeme getirmiyoruz ama savaş bittiğinde, Transkarpatya’daki Macarların güvenliğini garanti altına almak ve haklarını garanti altına almak için bu konuları tekrar tartışmak istiyoruz”