ABD yönetimi, Türkiye’ye F-16 satmaya sıcak bakıyor.
Bu konudaki tutumunu kongreye bildirdi.
Aslında bu yeni bir durum değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurmuştu daha önce, “Biden F-16’larla ilgili Kongre’ye olumlu bir rapor verecek” diye.
“F-16’LARI TÜRKİYE’YE SATMALIYIZ”
Şubat ayında kongreden dışişlerine Türkiye’ye F-16 satılmasın, diye bir mektup gidiyor.
Mart ayında Dışişleri buna cevap yazıyor.
Bahsedilen mektup, bu.
“Hayır” diyor ABD Dışişleri, “F-16’ları satmalıyız çünkü bizim çıkarımız bunu gerektiriyor” diyor.
Silah satışında son söz Kongre’nin.
Kongre’de ciddi boyutta bir Türkiye düşmanlığı var.
ABD yönetimi bu havayı kırabilir mi?
Kırmak için tavsiyelere başladılar.
Hatta Amerikan çıkarları, vurgusu da yaptılar.
Bu çıkar meselesi önemli, Kongre’nin tavrını değiştirebilir.
Kongre’deki senatörler, ağır şekilde Ermeni, FETÖ ve PKK lobilerinin baskısı altında.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşiyor olması belki Kongre üzerindeki en etkin lobi gücü olan Yahudilerden Türkiye’ye bir destek getirebilir.
“TÜRKİYE S-400 YAPTIRIMLARIYLA BEDEL ÖDEDİ”
ABD yönetimi “Türkiye’ye S-400 için yaptırım uyguladık ve Türkiye bu yaptırımla bedel ödedi” diyor, “artık yeter” demek istiyor.
Çünkü CAATSA adını verdikleri ve daha önce demokratların ısrarla gündeme getirdiği ABD’nin hasımlarıyla mücadele yasası çerçevesinde Türkiye’ye Rusya’dan S-400 aldı diye uygulanan yaptırım, şu an ABD’de demokrat yönetimin canını sıkıyor.
“TÜRKİYE’YE UYGULANAN YAPTIRIMLAR KALDIRILABİLİR”
Obama döneminde bu yasayı çıkardıklarında işlerine yarıyordu.
Ancak şu an yaramıyor, aksine çıkarları da zedeliyor.
Türkiye’nin mevcut savaş ortamında ve bir çok dengenin değiştiği bir zamanda ABD tarafından CATSAA yaptırımlarına tabi tutulması, ABD’nin şu an ki çıkarlarıyla uyuşmuyor.
Bundan dolayı yaptırımları kaldırabilirler.
Bu da Türkiye-ABD ilişkilerindeki pürüzlerin giderilmesi anlamına gelir.
PKK gibi FETÖ gibi kalıtsal problemler bir anda çözülmez.
Türkiye zaten bu iki terör örgütüyle kendi başa çıkabiliyor.
En azından ABD buna köstek olmaz, bu da önemli.
ABD-Türkiye ilişkilerindeki stratejik mekanizmanın da devreye girmesiyle yaptırım konusu bir problem olmaktan çıkabilir. Bu ileriye dönük olumlu bir gelişme.
Türkiye ABD’nin destek verdiği terör örgütleriyle kendisi mücadele edebiliyor.
Türkiye ABD’nin silah ambargosuna rağmen silah üretebiliyor hatta bu silahlar savaşların sonuçlarını belirliyor.
F-35 ve F-16 verilmezse, maddi kayıp giderilir yanında bir de Türkiye kendi milli muharip uçağını yapar, diyebiliriz. Evet bu mümkün.
“ABD İLE İYİ İLİŞKİLER ULUSLARARASI ARENADA GEÇERLİ AKÇEDİR”
Ancak son model F-16’ları almak, kendi uçağımızı üretmemizin önünde bir engel değil.
Burada mesele F-35 veya F-16 değil aslında.
İsterse satışı yapılmayan şey, cep telefonu olsun.
Ambargo, ambargodur.
Ve ABD ambargosu iyi bir şey değildir.
Türkiye’nin başa çıkabildiği bir şeydir ama iyi bir şey değildir.
Çünkü uluslararası ilişkilerin geçer akçesi ABD ile ilişkilerdir.
Türkiye niye ABD’nin kör inadı nedeniyle batı tarafından ambargo uygulanan bir ülke olsun ki?
Buna neden sessiz kalsın ki?
İşte ABD o kör inadını kırıyor.
ABD bu hatadan döneceğinin sinyallerini veriyor.
Bu her şey tamamdır, diyebileceğimiz boyutta, çok ama çok önemli bir durum değil.
Ama neresinden bakarsanız bakın, olması gereken düzeyde önemli bir gelişme.
Bu işin normali, yaptırımın olmamasıydı, olduysa kaldırılmasıydı, ona doğru gidiliyor.