Libya’da siyasi kriz sürüyor. Ülke genelinde yapılan protesto çağrılarının ardından binlerce gösterici elektrik kesintilerine, hayat pahalılığına ve siyasi çıkmaza tepki göstererek sokaklara döküldü. Ülkenin doğusunda yer alan Tobruk kentinde göstericiler, Temsilciler Meclisini bastı. Slogan atan ve lastik yakarak yolları kapatan göstericiler, meclis binasının bir kısmını da ateşe verdi. Başkent Trablus’taki protestocular da seçim çağrısında bulundu.
DİBEYBE’DEN PROTESTOCULARA DESTEK
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe yaptığı açıklamada, protestolara destek verdiğini ifade etti. Dibeybe, hükümet başta olmak üzere ülkenin tüm oluşum ve kurumların değiştirilmesi gerektiğini belirtti:
“Ülkenin tamamında yapılan gösterileri destekliyorum. Hükümet başta olmak üzere ülkedeki bütün oluşumların gitmesi gerekiyor. Ancak bu sadece seçimler yoluyla gerçekleşebilir. Libya halkı, seçimlerin yapılması ile hükümetin bütçesini engelleyen ve halkın geçim sıkıntısını daha da artıran petrol sahalarını kapatanların kim olduğunu biliyor.”
CENEVRE’DEKİ GÖRÜŞMELER SONUÇSUZ KALDI
Ülkedeki kitlesel protestolar, İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Libya’nın Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi ile Libya Devlet Konseyi arasında yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalmasının ardından gerçekleştirildi. 28-30 Haziran arasında gerçekleştirilen ve Libya’da yapılması planlanan seçimler için anayasal bir temel ile geçici düzenlemeler üzerinde anlaşmaya varmayı amaçlayan görüşmelerde uzlaşı sağlanamadığı açıklanmıştı.
NE OLMUŞTU?
Libya’da 24 Aralık’ta devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasına karar verilmiş, ancak adaylık krizi nedeniyle seçimler iptal edilmişti. Ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde bulunan Temsilciler Meclisi, şubat ayında Ulusal Birlik Hükümeti’nin görev süresinin dolduğunu belirterek eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yı başbakan olarak seçmişti. BM tarafından tanınan Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise Cenevre Anlaşması’na aykırı hareket edildiğini, görevi seçilmiş bir hükümete devredeceğini belirterek istifa etmeyi reddetmişti.