Bir haftadır ülke gündemine damga vuran olayla ilgili federal yargıç, Adalet Bakanlığının başvurusu üzerine bugün arama emri dahil diğer mahkeme kayıtlarını kamuya açıkladı.
Mahkeme kayıtlarında, FBI ajanlarının Trump’ın evindeki aramadan sonra 11 set “çok gizli” mühürlü belgeye el koydukları görüldü.
Yayımlanan “arama emri”nin detaylarında ise federal ajanların, Casusluk Yasası kapsamında savunma bilgilerinin toplanması, iletilmesi veya kaybedilmesini içeren üç farklı federal yasanın olası ihlallerini araştırdıklarına yer verildi.
Ele geçirilen kayıtlar arasında ayrıca, ülkenin en önemli sırlarını koruma amaçlı özel bir kategori olan ve kamuya ifşa edildiğinde ulusal çıkarların zarar göreceği belirtilen “Hassas bölümlere ayrılmış bilgiler”e ait belgelerin ve bazı Başkanlık kayıtlarının yer aldığı dikkati çekti.
Mahkeme kayıtlarında, söz konusu belgeler veya içerebilecekleri bilgiler hakkında ise daha detaylı ayrıntılara yer verilmedi.
Toplam 3 sayfalık “El konulan malzemeler” listesinin altında, Mar-a-Lago’daki arama sırasında hazır bulunan Trump’ın avukatı Christina Bobb’un imzasının yer aldığı görüldü.
Trump’ın evine yapılan FBI baskını
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Florida’da bulunan Mar-a-Lago malikanesi, 8 Ağustos sabahı FBI ajanları tarafından düzenlenen baskınla aranmıştı.
Trump, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu, milletimiz için karanlık bir zamandır. Daha önce hiçbir ABD başkanının başına böyle bir şey gelmedi.” ifadeleriyle baskına tepki göstermişti.
Yaklaşık 40 FBI ajanının 9 saatten fazla süren aramasında Mar-a-Lago’dan 10’dan fazla kutu kanıt toplandığı haberlere yansımıştı.
ABD Adalet Bakanı Merrick Garland de dün bu konuda ilk defa açıklama yaparak, FBI ajanlarının Trump’ın malikanesine düzenlediği baskını kendisinin onayladığını söylemiş, kamuoyunda süren tartışmalar üzerine olayın daha net anlaşılması için Adalet Bakanlığının arama emri ve el konulan malzemelerle ilgili gizliliğin kaldırması talebiyle Florida Bölge Mahkemesine başvuruda bulunduklarını duyurmuştu.
Trump da bu sabah yaptığı açıklamada, arama emrinin kamuoyu ile paylaşılmasına karşı olmadığını belirtmişti.