NTV.COM.TR
Yurtdışında ons fiyatlarındaki gerileme ve içerideki döviz kurlarındaki düşüşe bağlı olarak gram altın 6 Kasım’da gördüğü 540 liralık zirveden 5 Şubat Cuma günü 407 liraya kadar düştü, daha sonra 410-420 TL aralığında dengelendi.
Gram altın fiyatlarında yaşanan yaklaşık yüzde 25’lik düşüşün henüz tüketici talebinde bir etkisinin olmadığı görülüyor. Tüketiciler düşen fiyatlardan alım yapmak yerine biraz daha beklemeyi tercih ediyor.
DÖVİZDE YÜKSELİŞ BEKLENTİSİ BİTTİ, ALTINA TALEP DURDU
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, altın sektörünü ikiye ayırmak gerektiğini söyledi. Bunlardan ilkinin külçe altın veya gram altını kapsayan sarrafiye, diğerinin de yüzük ve küpe gibi aksesuarları kapsayan mücevher ve takı olduğunu ifade etti. Kamar, “Şu anda gram altın, yani sarrafiyeye olan talep durma noktasında, çünkü dövizin artacağını düşünenlerin ümitleri aşının bulunmasıyla sonlandı. Mücevher de Ocak ayını iyi geçirmedi. Salgının etkileri ve uluslararası seyahatteki kısıtlamaların devam etmesi altın ticaretini olumsuz etkiledi. Bundan dolayı altın talebi çok zayıf seyrine devam ediyor. Nisan ayına kadar da bu durumun devam edeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
Altında talebi etkileyen en önemli unsurlardan birinin fiyatların dengeli gidişatı olduğunu belirten Kamar, “Altının standart bir seyir izlemesi ticareti etkiliyor, alıcının satın alımına yön veriyor. Türkiye’deki altın fiyatı dolar/TL’ye bağlı, dolayısıyla orada yaşanan durum altın fiyatını çok etkiliyor. Ancak görünen o ki doların zayıf seyri uzun bir süre daha devam edecek. Dolayısıyla bu durum altın fiyatına da etki edecektir. Dünyada da olağan dışı bir gelişme olmaz ise ons altının çok yükseleceğini öngörmüyoruz.” diye konuştu.
İhracattaki son durumu da değerlendiren Kamar, salgının etkilerinin halen devam ettiğine dikkat çekti.
Esas ihracat kaleminin külçe altın olduğunu belirten Kamar, “Mücevher takı ihracatında düşüş devam ediyor. Pandeminin başladığı günden bu yana mücevher takı ihracatındaki düşüş yüzde 50’lerde. Bu şu demek; Türkiye’deki her yıl 100 ton altın işleniyor ise şu anda 55 ton altın işleyebiliyoruz. Dolayısıyla bu durum birçok küçük esnafın ve atölyenin atıl durumda olduğunu gösteriyor. Bu durumun Mayıs sonuna kadar devam edeceğini düşünüyoruz, sonrasında uluslararası seyahat kısıtlarının kalkması, fuarların açılmasıyla birlikte tekrar bir hareketlenme olacaktır. Salgının etkilerinin azalması aslında ihracatın iyileştirilmesi ile paralel bir seyir izleyecektir.” dedi.
TÜKETİCİ BEKLEMEYE GEÇTİ
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık da altın talebi ile ilgili olarak benzer ifadeleri kullandı. “Pandemi dönemi olduğu için talep de satış da pek yok” diyen Atayık, altın fiyatının düşmesiyle bir bekleme hali oluştuğuna dikkat çekti. Atayık, “Altını alan da satan da çok yok. Vatandaş altın daha da düşer mi diye bekliyor.” dedi.
Sevgililer Günü‘ne yönelik olarak bir talep artışı beklediklerini anlatan Atayık, çiçekçiler için yapılan düzenlemenin kuyumcular için de yapılması gerektiğini kaydetti. Atayık, “Biz İçişleri Bakanlığına Sevgililer Günü için bir talep ilettik. Çiçekçiler için yapılan esnemenin kuyumcular için de yapılmasını istiyoruz. Kuyumcular yılbaşı ve Sevgililer Günü gibi özel günlerde çok iş yapıyor. Bizim insanımız da genelde hediye almayı son güne bırakıyor. Kuyumcularımızın işleri son zamanlarda oldukça zayıf. Pek iş yapamıyoruz. Düğünler yapılmıyor, yılbaşında da çok satış yapamadık. Sevgililer Günü için bir beklentimiz var. Kuyumcular için umut talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
AĞUSTOS AYINDAKİ GİBİ BİR DURUM YOK
Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk de geçtiğimiz Ağustos ayındaki gibi hızlı bir altın alışının söz konusu olmadığını ve yüzde 10-20 civarında talep düşüşü gördüklerini belirtti.
Gram altının 540 liraya kadar yükseldiği dönemde dolar/TL’nin 8.57 seviyelerinde seyrettiğini ifade eden Yıldırımtürk, “Altının ons fiyatında 100-120 dolarlık bir gerileme var. Dolar da 8.57’den 7.10’lara geriledi. İç piyasadaki iyimserlik devam eder, piyasaya yönelik güven veren sözlü müdahaleler de devam ederse doların 7 liraya kadar gerileme olasılığı var.” dedi.
Merkez Bankası Başkanı’nın değişmesi sonrası piyasalarda olumlu bir hava oluştuğunu söyleyen Yıldırımtürk, pandeminin bu gidişatı etkileyecek önemli bir unsur olduğunu söyledi. “Pandemide bir zayıflama olurken ekonomide canlanma olursa o zaman dövizde ters dolarizasyon olabilir” diyen Yıldırımtürk, şu ifadelere yer verdi:
“Burada önemli olan ikinci etken de enflasyondaki yükseliş beklentisinin de kırılması. Vatandaşın enflasyonun düşeceğine yönelik inancı artarsa dövizde geri çekilme olabilir. Bu durum altının iç piyasa fiyatını etkiler.”
Yıldırımtürk, yurtdışındaki altın fiyatları ile ilgili olarak da önümüzdeki ay bir toparlanma yaşanabileneceğini belirtti. Altının onsunun üçüncü çeyerkte 2150-2200 dolarları görebileceğini kaydeden Yıldırımtürk, “Bu durumda altının şu anki 418-420 TL olan iç piyasa fiyatının yine 475-500 liraya doğru hareket edeceğini söyleyebiliriz.” dedi.