AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, 27 Nisan 2007’de yayımlanan e-muhtıraya ilişkin, “Geçmişte çıkardığımız dersi eğer hakkıyla almamız gerekiyorsa; 104 amiralin bildiri yayımlamasına da tepkiyi net bir şekilde ortaya koymamız lazım. 15 Temmuz Yurtta Sulh Konseyi’nin yapmış olduğu açıklama gece yarısında olmuş, 27 Nisan e-muhtırası da gece yarısı olmuş 23.15’te, baktığınızda amirallerin bildirisi de gece yarısında 23.15’te gerçekleştirilmiş” dedi.
AK Partili Özkan, 27 Nisan 2007’de TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu ardından Genelkurmay Başkanlığı sitesinde yayımlanan ’27 Nisan e-muhtırası’nın 14’üncü yıl dönümünde DHA’ya açıklamalarda bulundu. Özkan, Türkiye’de yaşanan darbe, muhtıra ve vesayet girişimlerinin tek hedefi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“O da ülkemizin milli kaynaklarını yani ekonomi kaynaklarını millet tarafından değil de gayrimeşru odaklar tarafından kullanılması ve sömürülmesini hedef alınmıştır. Bütün bu muhtıra ve darbe girişimlerinden sonra baktığımızda; Türkiye yokluk, fakirlik, kıtlık, kardeş kavgası ile ekonomik ve siyasi krizlerle, anayasa krizleriyle hep boğuşa gelmiştir. Aziz milletimiz, artık milletin kendi iradesine sahip çıkması gerektiğini ve milli iradesine yönelik bu tür tehditlerin, muhtıraların, cunta girişimlerinin arkasında emperyalist hedeflerin olduğunu görmüş. Buna göre; 27 Nisan e-muhtırasına karşı Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde AK Parti Hükümetimizin, milletimizin, sivil toplum kuruluşlarının yekvücut ortaya koyduğu bir tavır vardır. Bu tavır daha sonra 15 Temmuz hain FETÖ darbesi karşısında da milletimizin meydanlara, havalimanlarına akmasıyla ete kemiği büründü. Artık milli iradeye, demokrasimize karşı bütün kalkışmaların tarihin kirli tozlu sayfalarında üstünün kapanması gerektiği toplumun tüm kesimleri tarafından kabul görmüştür.”
‘AYNI TEPKİ GÖSTERİLMESİ GEREKİR’
Özkan, 104 emekli amiralin yayınladığı bildiriyi anımsatarak, “Geçmişte çıkardığımız dersi eğer hakkıyla almamız gerekiyorsa; 104 amiralin bildiri yayımlamasına da tepkiyi net bir şekilde ortaya koymamız lazım. Çünkü, bizim tarihimiz maalesef demokratik sürecin kesintileri ile karşı karşıya defeatle kalmıştır. Hem 27 Nisan e-muhtırasına, 28 Şubat’a, 15 Temmuz hain darbe girişimine ve yine 104 amiralin yayımlamış olduğu maalesef ‘milli iradeye’ had bildiren, istikamet vermeye çalışan o bildiriye baktığımızda; bazı ortak yaklaşımları görüyoruz. 15 Temmuz Yurtta Sulh Konseyi’nin yapmış olduğu açıklama gece yarısında olmuş, 27 Nisan e-muhtırası da gece yarısı olmuş 23.15’te. Baktığınızda emekli amirallerin de bildirisi gece yarısında 23.15’te gerçekleştirilmiş” diye konuştu.
‘GİRİŞİM ÖNCESİ YALAN HABERLER ÜRETİLDİ’
Özkan, Türkiye’de son 3 darbe öncesi, yalan haberler üretilerek kamuoyunun desteğinin alınmaya çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Bildirilerde de bu kamuoyu desteği işlenmeye çalışılmıştır. 27 Nisan e-muhtırasına baktığımızda; sözde milletimizin yüreğinden bağrından çıkan o değerler, kutlu doğum haftası törenleri, çocukların tesettürlü kıyafetleri bunların haberleştirilmesi bahane edilmiş. 15 Temmuz Yurtta Sulh Konseyi’nin bildirisinde; yükselen terör olayları, bürokrasi içeresindeki sözde yolsuzluk iddiaları dile getirilmiş. Yine 104 emekli amiralin yayınladığı bildiriye bakacak olursak, burada da Montrö Sözleşmesi ve Kanal İstanbul meseleleri bahane edilerek bildiri yayınlanmıştır. Bildiride kullanılan dil, hedef kitle seçilmiş imzacılar bakımından özel bir çaba sarf edildiği net bir şekilde ortadadır. Üstenci ve had bildirme niteliğindeki ifadeler, siyasi iradeyi hedef almış, imzacıların kendi aralarındaki ortaya koymuş olduğu organize durum tam anlamıyla bir cunta ve vesayet darbe girişimini her haliyle göstermiştir. İrtica tehlikesi ve ‘Atatürk ilkelerinden sapıldığı’ vurgusu net bir şekilde vurgulanarak, endişe duyulduğu ifade edilmiş ve yapılması gerekenler belirtilmek suretiyle, ‘bunların dışına çıkılması halinde’ şeklinde ifadelerle; ‘aksi halde’ nasıl had bildirileceği de vurgulanmıştır. Bazı siyasi partiler başta olmak üzere, farklı çevrelerin kendilerine destek vereceklerinin özgüveniyle hareket eden bu yapılar, maalesef ülkemize ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan çok büyük bedeller ödetmiştir. Demokratik denetimden rahatsızlıklarını dışa vurmuşlardır.”
‘YENİDEN BİR KALKIŞMA DURUMU OLURSA’
Özkan, yeniden bir kalkışma hareketi karşısında 83 milyonun kendi iradesine sahip çıkacağını vurgulayarak, “Bundan sonra yeniden bir kalkışma durumu söz konusu olursa; 15 Temmuz’un o mahşeri vicdanını, 27 Nisan da ortaya konulan o dik duruşu her daim görecektir. Bu aslında demokrasimizi en güçlü şekilde perçinleyen ve anayasal demokrasimizi yarınlara çok daha güçlü şekilde ulaşacağının da teminatıdır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı