Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, canlı yayında Sözcü TV Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı, erken seçim ve ittifakların durumuyla ilgili sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik sıkıntı çeken vatandaştan ‘helallik’ istemesi ve hemen ardından muhalefet partisi liderlerinin erken seçim çağrısıyla ilgili açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, ‘Erken seçim olur mu?’ sorusunu şu yanıtı verdi:
“SONBAHAR ERKEN SEÇİM YAPMAK ZORUNDALAR”
“Eğer bu tablodan rahatsızsa Sayın Erdoğan, erken seçim yapması lazım. Bu milletin sırtına ek yeni yükler getirmek istemiyorsa erken seçime gitmek zorunda. Her gün vatandaşın sırtına yüklenen yük artacaktır. Bugün akaryakıta zam geldi olağanüstü rakamlarla. Bu zamları kim ödeyecek? Erdoğan mı ödeyecek? Erdoğan benzin parası, dolmuş parası, taksi parası, uçak parası ödemez. Taksici, kamyon şoförü, otobüs şoförü ne yapacak? Zam fakir fukaranın sırtına yıkılacak. Elektriğe de zam gelecek.”
“Erken seçimi yapmak zorundalar” diyen Kılıçdaroğlu, seçim için öngördüğü tarihi bu sonbahar olarak açıkladı.
ERDOĞAN’A ‘3-5 DOLAR’ ELEŞTİRİSİ
“Bu memlekete Türk Lirası’nı değil, Amerikan Doları’nı geçerli kılan bir ekonomi politikası izlediler” diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın gençlerle yaptığı sohbetinde, “3-5 dolar veya avro gelecekse ülkemize bırak girsin” sözlerini şöyle eleştirdi:
“Bir ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişisi 3-5 dolara, 3-5 avroya muhtaç hale gelmiş. Bu memleketi bu hale getirdiler. ‘3-5 dolar gelirse gelsin, bırakın turist ne yaparsa yapsın’. Bu ülkenin onurunu sattılar. Turizm bakanı ‘Keyfine bak, aşımı oldum’ diye maske yaptı. Bu ülkenin onurunu 5 paralık yapan bu insanlar hala iktidarlarını sürdürecekler mi?”
“ÇEKİL KARDEŞİM, MİLLETİN ÖNÜNE SANDIĞI KOY”
“Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten” sözüyle hatırlatmada bulunan Kılıçdaroğlu, “Çekil kardeşim, izzet ü ikbal eyle, getir milletin önüne sandığı koy kardeşim. Yönetemiyorsun artık sen, memleketi perişan ettin sen kardeşim. Mahvettin bu memleketi. Buğday ithal ediyoruz, şeker ithal ediyoruz, fasülye ithal ediyoruz, mercimek ithal ediyoruz. Bu ülkede toprak mı kalmadı? Orta Doğu’yu besleyen Türkiye’yi ne getirdiler. Memleketi bu hale getirdiler, çekilmeleri lazım” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI SORUSUNDA İTTİFAKI İŞARET ETTİ
“Cumhurbaşkanlığına aday mısınız?” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı adaylığını bu aşamada tartışmayı çok doğru bulmuyorum. Biz bir ittifakın parçasıyız. Biz kararları alırken danışırız, otururuz, konuşuruz, kararları öyle alırız. Biz demokrasi kültürünü savunan bir gelenekten geliyoruz. 4 parti böyleyiz. Cumhur İttifak’ında demokrasi kuralı yok. Bahçeli açıklamayı yapıp bizim adayımız Erdoğan’dır dedi. Mafya 3. ortak. Mafya Erdoğan’ı yere göğe koymuyor. Neden? Kendisine bütün yollar açılmış vaziyette. İstediği zaman uyuşturucu, istediği zaman insan kaçakçılığı, her şeyi yapabiliyorlar.
Cumhurbaşkanı adayının en azında namuslu bir adam olması lazım. Milletine hesap vermesi lazım. Mal varlığı dolayısıyla bir başka ülke tarafından tehdit edilen adamdan cumhurbaşkanı olmaz. Cumhurbaşkanının ailesiyle topluma örnek olması lazım. Bizim çıkaracağımız cumhurbaşkanı adayının bu nitelikte olması lazım. Cumhurbaşkanlığı onore bir makamdır. Ben olmayacağım diye kaçmak doğru değildir.”
“HDP, MİLLET İTTİFAKI’NIN İÇİNDE DEĞİL”
“HDP, Millet İttifakı’nın içinde değil” diye devam eden Kılıçdaroğlu, “HDP parlamentoda bulunan, vatandaştan 6-6,5 milyon civarında oy alan, anayasaya göre demokrasinin vazgeçilmez unsuru saydığımız partilerden birisidir. Bütün siyasi partilere eşit mesafedeyiz, bütün siyasi partilere saygı gösteririz” ifadelerini kullandı.
HDP’YE BAKANLIK VERİLECEK İDDİALARINA YANIT
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “HDP’ye bakanlık verileceği konusunda anlaşma yapıldı, bunun belgesi var, yalanlarsa kanıtlarım” sözünü değerlendiren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı;
Getirsin belgeyi koysun. Nerede bu belge? Ben de merak ediyorum. Sen İçişleri Bakanı değil misin? Belgen varsa koyarsın ortaya. Emrinde olan bir sürü havuz medyası var. Öyle bir belge olsa sabah akşam her tarafta yayımlanmıştı. Kim vermiş öyle bir söz? Kim öyle bir taahhütte bulunmuş? Yok öyle bir şey. Kaldı ki doğmamış çocuğa don biçmek gibi bir şey. Ortada daha bir şey yok ki bakanlıkları konuşuyoruz. Belgesi varsa çıkarsın biz de görelim. Ben o tür sahte belgelerle çok karşılaştım. Hakkında en çok karalama kampanyası yapılan genel başkan benim.