Merkez Bankası eski yöneticisi, “Bir günde yüzde 14-15 değer kazanmış bir kur seviyesini ‘oynaklık’ olarak görmeyen, yangına bir damla dahi su sıkmayan Merkez Bankası piyasaya oyundan çekildiğini ilan edip ‘Ben yokum’ mesajı veriyor. Piyasa o mesajı aldı” dedi.
Merkez Bankası yöneticisi, Dövizin TL karşısında bir günde yüzde 15’lere varan oranlarda arttığı günün akşamında “Bu olağanüstü günde ne yapacağı merakla bekleniyordu. Ne yazık ki Merkez Bankası çok talihsiz bir açıklamayla oyundan çekildiğini adeta ilan etmiş oldu. Durumu düzelteceğine daha da kötüleştirdi. Yangına bir damla dahi su sıkmayarak piyasaya, ‘Ben yokum’ mesajı verdi” dedi.
‘Bu oynaklığın da ötesinde bir durum’
Merkez Bankası açıklamasındaki “Döviz kurları, serbest piyasa dinamiklerince arz ve talep koşullarınca belirlenmektedir. Merkez Bankası belli koşullar altında kalıcı yön amacı taşımadan sadece aşırı oynaklığa müdahale edebilmektedir” ifadesine dikkat çeken eski yönetici şu tespitlerde bulundu:
“Bu seviyedeki kur hareketleri oynaklık sayılmayacaksa ne sayılacak? Bu oynaklığın da ötesinde bir durum. Günlük oynaklık öyle yüzde 3-5 değil, yüzde 15’e vardı. Bu seviye oynaklık olarak görülmüyorsa Başkan çıksın oynaklığı tanımlasın. Günlük yüzde 15 oynaklıkta ortada olmayacaksanız hangi durumda ‘Ben buradayım’ diyeceksiniz?”
“Kur artışı karşısında neden sessiz kalındığının kamuoyuna açıklanması gerekir. Bu sorunu uzay boşluğuna bırakamazsınız, yok sayamazsınız. Acaba Merkez Bankası’ndan küçük de olsa bir adım gelebilir mi, diye bekleniyordu. İçi boş açıklamayla, o beklenti de öldürdü. Artık yabancı yatırımcı oyunda bir merkez bankası olduğunu düşünmüyor. Mesaj alınmış olmalı ki, açıklamadan sonra kur düşeceğine daha da yukarı gitti.”
‘İlk defa finansal piyasalardaki sorunun reel sektöre yansıdığını görüyorum’
“Bugün faizde artışa gidilse çıkış durur mu? Ne yazık ki güven kayboldu. Faiz arttırılsa bile hemen yarın tam tersi bir hamle gelmeyeceğine kim güvenebilir? Bu noktadan sonra merkez bankası para politikasının etkili olacağını zannetmiyorum. Daha da kötüsü, ilk defa finansal piyasalardaki sorunun reel sektöre yansıdığını görüyorum. Stokların arttığı, üretimin ve fiyatlandırmanın yapılamadığı, siparişlerin bekletildiği böyle bir dönemi 2008’de bile yaşamamıştık.”
Merkez Bankası eski yöneticisine bu günlerde piyasaları büyük bir tedirginlikle izleyen herkesin aklındaki, “Kur daha nereye kadar gidebilir? sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Serbest kur rejiminde kur seviyesi, hiç aklımızda olmayan çok afaki rakamlara kadar çıkabilir. Tabii çıksa da oralarda tutunamaz, bir süre sonra düşmeye başlar. Ama işte görülen o afaki seviyeler fiyatlama argümanlarını, firmaların bilançolarını daha da bozar. Ayrıca yüksek döviz ve altın borçlanmaları nedeniyle devlet bütçesi ağır hasar alır. Kur daha sonra farklı nedenlerle normale dönse de ekonominin normale dönmesi uzun bir zaman alır.”