KOCAELİ’de, 19 yıl önce bir tavuk firmasının dağıtım ve tahsilat işlerini yapan Murat Özdemir’in (26) öldürülmesiyle ilgili 2021’de tutuklanan Hakan Fidan, ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada suçlamaları reddederek, “Ben bu katiller yüzünden çocuğumu, eşimi, yuvamı kaybettim. Alnımda katil yazısı var. Bunu Allah rızası için silin. Katiller sokaklarda geziyor” dedi.
Kartepe ilçesi Köseköy Mahallesi’nde 10 Haziran 2004’te bir tavuk firmasına ait dağıtım kamyonetinde Murat Özdemir’in cesedi bulundu. Firmanın dağıtım ve tahsilat işlerini yapan Özdemir’in bıçaklanarak öldürüldüğü ve araçtaki paranın gasbedildiği belirlendi. Dosya, jandarma tarafından faili meçhul olarak kapatıldı. Olay yeri bölgesinin jandarmadan polise geçmesinin ardından dosya, Kocaeli Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yeniden açıldı. Cinayeti araştıran polis, firmanın eski muhasebecisi Mustafa Şeker (43) ve Hakan Fidan’ı (61) gözaltına aldı. 11 Ekim 2021’de nöbetçi mahkemeye çıkarılan şüpheliler, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mustafa Şeker, daha sonra cezaevinden tahliye edilerek, hakkında yargılama sürecinde ev hapsi kararı verildi.
Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamede Murat Özdemir’in, daha önce iş yerinden tanıdığı Mustafa Şeker ile Hakan Fidan’ı güvenerek aracına aldığı ve 7 bıçak darbesiyle öldürüldüğü belirtilerek 2 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi.
OLAY TARİHİNDE GÖREV YAPAN JANDARMA PERSONELLERİ DİNLENDİ
Davanın 7’nci duruşması bugün Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Hakan Fidan, ev hapsindeki Mustafa Şeker, Murat Özdemir’in ailesi ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada olay tarihinde görev yapan, olayla ilgili tutulan tutanakta imzası bulunan jandarma personelleri dinlendi.
‘İLK BEN FARK ETTİM’
Olay sırasında Kocaeli’de jandarma olarak askerlik görevini yerine getiren tanık A.Ü, SEGBİS üzerinden verdiği ifadede, “Olay tarihinde Köseköy Jandarma Komutanlığı’nda araç şoförü olarak görev yapıyordum. Devriyeye çıktığımız esnada park halinde bir araç gördüm. Haricen yaptığımız kontrolde araç içerisinde bir şahsın yattığını gördük. Hatta bu durumu ilk fark eden ben oldum. Sonrasında aracın kapısını açıp içeriye bakmak istediler, eldiven kullanmak suretiyle açıp bakalım diye konuşuldu. Benim görevim orada sona erdi. Şoför olduğum için belediyeden cenaze aracının getirilmesi ve diğer nakil işlemleri esnasında görev aldım” dedi.
‘KAN VEYA KIL ÖRNEKLERİNDEN BİR ŞAHSA RASTLAMIŞTIK’
SEGBİS üzerinden tanık olarak dinlenen, tutanakta imzası bulunan jandarma personeli Ş.T. ise “Ben o tarihte Köseköy’de merkez karakolunda görevliydim. Dava konusu olayı tam olarak hatırlamıyorum. Sadece Hakan Fidan’i tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum” dedi. Mahkeme başkanının “Nereden tanıyorsunuz?” sorusuna cevap veren Ş.T., “Karakola gelip giden bir şahıstı. Bazı olaylarla ilgili bize bilgi verdiği olmuştur” dedi. Ş.T., “15’inci Kolordu bölgesinde bulunan alt geçitte park halinde tavuk firmasına ait bir araç bulunmuştu. Yaptığımız incelemede araç içerisinde hayatını kaybetmiş bir şahıs vardı. Ben sonrasında soruşturma aşamasında da görev yaptım. Şüpheli 2 şahıs alınmıştı, sonradan serbest kaldı. Sonra araç içerisinde kan veya kıl örneklerinden bir şahsa rastlamıştık. Onun serbest kalıp kalmadığını hatırlamıyorum. Yapılan soruşturma aşamasında gizlenen bir konu olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
‘BAŞININ DÜŞMEK ÜZERE OLDUĞUNU GÖRDÜK’
Yine aynı dönemde devriye komutanı olarak görev yapan, tutanakta imzası bulunan Jandarma Personeli K.A. da “Olay tarihi itibariyle Köseköy Jandarma Komutanlığı’nda devriye komutanı olarak görev yapmaktaydım. Kolordu civarında alt geçitte tavuk firmasına ait bir araç gördük. Işıkları yanar vaziyetteydi. Biz önce şahsın uyuyakaldığını düşündük. Yanımdaki askere şahsı uyandırmasını söyledim. Şahıs tepki vermedi. Asker kapıyı açmak istedi, ben açmamasını söyledim. Aracın camlarından içerisine baktığımızda başının direksiyon tarafında ve düşmek üzere olduğunu gördük. Bunun üzerine olay yeri inceleme ekiplerine haber verdik. Gelip inceleme yaptılar” dedi.
PARMAK İZİ UYUŞMADI
Mahkemede daha önce istenen parmak izi karşılaştırması talebine cevap geldiği, yapılan incelemede sanık Hakan Fidan ile örneğin uyuşmadığı belirtildi. HTS kayıtlarıyla ilgili de gelen raporda 23 Temmuz 2006 tarihi öncesinde HTS kayıtlarının bulunmadığı bildirildi. İlgili tavuk firmasından talep edilen yazı da mahkemede okundu. Firmadan talep edilen hesap hareketleri ile ilgili, firmanın mali bilgilerin 5 yıl zaman aşımına tabi olduğunu, imhası yapıldığı için ulaşılamadığı bildirdiği belirtildi.
‘MÜVEKKİLİM HAKKINDA SOMUT DELİL BULUNMAMAKTADIR’
Murat Özdemir’in ailesinin avukatı, “Maktulden alındığı belirtilen ve kaybolduğu düşünülen doku örneklerine ait raporun olayın aydınlatılması açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Gerekirse olay yeri incelemede görev yapan görevlilerin dinlenmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Hakan Fidan’ın avukatları ise sanığın tahliyesini talep ederek, “Raporda parmak izi var denilmiş, şimdikinde yok deniliyor. Müvekkilimin maktulle hiçbir bağlantısı yok. Tüm dosya üzerinde bir belirsizlik var, varsayım üzerinden gidiliyor. Sürekli delil üretilmeye çalışılıyor. Adli Tıp Kurumu raporunu da kabul etmiyoruz, daha önce verilen cezai ehliyetinin olmadığı raporları mevcut. Sonrasında var raporu verilmiştir. Bu çelişkilidir. Müvekkilim hakkında somut delil bulunmamaktadır” diye konuştu.
‘EŞİMİ VE ÇOCUĞUMU KAYBETTİM’
Duruşmada söz verilen tutuklu sanık Hakan Fidan, “Ben bu katiller yüzünden çocuğumu, eşimi, yuvamı kaybettim. Alnımda katil yazısı var. Bunu Allah rızası için silin. Katiller sokaklarda geziyor. Bunaldım artık. Eşimi kaybettim, çocuğumu kaybettim. Suçsuzum” dedi.
Mustafa Şeker’in avukatı ise müvekkilinin ev hapsi nedeniyle iflas etmek üzerine olduğunu belirterek tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.