Kocaeli’de hayata geçirilen “Hareketin Ritmi Tekerlekli Sandalye Dans” projesi, tekerlekli sandalye kullanan bedensel engellileri dans ve tiyatroyla buluşturdu.
Kocaeli Spastik Çocuklar Derneği öncülüğünde, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkileri Genel Müdürlüğünün destekleriyle kurulan dans grubu, ilk temsilini 1 Aralık Pazar günü gerçekleştirdi.
Tiyatro ve dansın birleştirildiği 1 saat 20 dakika süren gösteride, tekerlekli sandalye kullanan 6 bedensel engelli, hayat hikayelerini sahnede dans ve tiyatroyu birleştirerek sergiliyor.
Koreografisi, katılımcıların kişisel hikayelerinden esinlenilerek hazırlanan gösteride her hareket, bir bireyin hayatındaki zorlukları, başarıları ve umutlarını yansıtıyor.
Dans grubu, ilerleyen süreçte oyunu farklı şehirlerde de sergilemeyi hedefliyor.
“Önce dansla başladık sonra hayat hikayesine dönüştürdük”
Kocaeli Spastik Çocuklar Derneği Başkanı ve Proje Koordinatörü Nurel Ergüneş, AA muhabirine, dernek olarak kuruldukları günden beri engelleri ortadan kaldırmanın mücadelesini verdiklerini söyledi.
Tekerlekli sandalye dans gösterisini daha önce İzmir’de izlediğini ve oradaki grubu Kocaeli’ye davet ettiğini anlatan Ergüneş, burada yapılan gösterinin çok beğenilmesi üzerine Kocaeli’de de grup kurmaya karar verdiklerini belirtti.
Dans grubunda 6 bedensel engellinin yer aldığını söyleyen Ergüneş, şöyle devam etti:
“Hepsi mükemmel. Sanki yıllardır sahnede yer almış gibiler. İlk başta bunu eğlence gibi gördüler fakat sonradan işin sorumluluğunun farkına vardılar. Şu an kendilerini çok daha özgür ve öz güvenli hissediyorlar. Önce dansla başladık fakat sonra hayat hikayesi şekline dönüştürdük. Tekerlekli sandalye dansı yapılıyor fakat tiyatral hale getirilmiş şekli ilk kez sergileniyor. Hem gösteriler hem de şiirlerle de destekledik. Oynayan arkadaşlarımızın hayat hikayelerini anlatan şiirler var. Hayat hikayelerini, o şiirlerden bulabilirsiniz.”
Ergüneş, engelleri ortadan kaldırmayı ve kimsenin kimseden farkının olmadığını göstermeyi amaçladıklarını kaydetti.
“Dans ve tiyatroyu birleştirerek seyirciye sunuyoruz”
Sahnelenen oyunun yazar ve yönetmeni Esen Bayraktar Erdinç, gerçek bir hayat hikayesini, dans ve tiyatroyu birleştirerek seyircilerle buluşturmayı hedeflediklerini belirtti.
Gösterinin 5 bölümden oluştuğunu bildiren Erdinç, oyunun başında ve sonunda modern dans gösterisi yapıldığına değindi.
Erdinç, modern dansların figürlerini oyunda yer alanların hayat hikayeleriyle örtüşecek şekilde belirlediklerine dikkati çekerek, “Her birinin engelli oluşunu ya da engelli olduktan sonra hayatta hissettiği duyguyu öne çıkarmaya çalıştık. Geceli gündüzlü 5 aylık çalışmanın ürünü.” şeklinde konuştu.
Kurgunun tamamen bedensel engelli çift Aylin ve Ahmet Arslan’ın tanışmaları ve evlilikleri üzerine olduğunu aktaran Erdinç, şunları kaydetti:
“Başlangıçta küçük bir kesit olarak Aylin ve Ahmet’in evlilik öncesi hayatlarını canlandırıyoruz. Akabinde aileleriyle yaşadıkları çatışmaları, kendilerine yönelik yargıları kırıp bireysel varlıklarını geliştirdikleri dönemi modern dansla canlandırıyoruz. Sonra düğün sahnemiz geliyor. Düğünde de seyircimize çeşitli danslar sunuyoruz. Bunlar vals, salsa. Sonra bizim yöreye dönüyoruz, kasap ve horon oynuyoruz. Aylin ve Ahmet’in kızları Melek’in dansıyla oyun bitiyor.”
“Hiçbir şey bize engel olmuyor diye düşünüyoruz artık”
Mersin’de 2 yaşında geçirdiği ateşli havale nedeniyle engelli kalan Aylin Arslan, projeye Nurel Ergüneş sayesinde dahil olduklarını ifade etti.
İlk defa bu proje sayesinde dans ettiğini ve sahneye çıktığını belirten Arslan, “Yaklaşık 6 aydır provalara katılıyoruz. Çok güzel, hayata bakışımız değişti. Daha da sosyalleştiğimizi hissettik. Bizim yapamadığımız şey yok gibi düşünüyoruz artık. Hiçbir şey bize engel olmuyor diye düşünüyoruz artık. Daha da güzel bakıyoruz hayata.” değerlendirmesinde bulundu.
Arslan, gösteride eşi Ahmet Arslan ile hikayelerinin anlatıldığını söyleyerek, “Eşimle bir engelli sitesinden tanıştık. Orada eşimle konuştuk. Sonra evlenme kararı aldık ama ailelerimize konuyu açınca ‘yapamazsınız’ diye karşı çıktılar. Biz birbirimize ‘evleneceğiz’ diye söz verdik ve ailelerimizi ikna ettik. 2016 yılında bütün engelleri aşarak evlendik. Bu proje de bizim hayat hikayemizi, aşka engel olmadığını anlatıyor.” ifadelerini kullandı.
Ahmet Arslan ise engelin bedende değil zihinde olduğunu kanıtlamayı amaçladıklarını, projenin devamının gelmesini çok istediğini dile getirdi.
Dans grubunda yer alanlardan Yıldız Uğurlu da 20 yaşında geçirdiği hastalık sonucu engelli kaldığını, tekerlekli sandalyeye alışmanın çok zor olduğunu söyledi.
Gösteri için çok emek verdiklerini vurgulayan Uğurlu, “Oyunda salsa yapıyorum. Salsa yapınca kendimi çok özgür ve mutlu hissediyorum. Hayatın içinde bizler de varız. Fırsat oldukça dans etmeye devam edeceğiz. Ben sandalyeyi bir aksesuar olarak düşünüyorum.” dedi.