Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, yerli ilaç sektörünün önemini bir kez daha vurguladı. Köklü Türk ilaç endüstrisi, 2020’nin Mart ayında başlayan ve halihazırda devam eden bu süreçte önemli bir sınav verdi. Pandemi sürecinin başlangıcından itibaren sektörün mevcut gücünü ve farklı sorunları hızlı çözebilen dinamik yapısını ortaya koyan çalışmalar, Türk ilaç endüstrisinin sahip olduğu teknolojiyi, deneyimi, bilgi birikimini ve alanında uzman iş gücünü de açıkça gösterdi. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoçsürece dair değerlendirmesinde; “Covid-19 pandemisi bize yerli ilaç endüstrisinin ve ilaçta ülke olarak kendine yetiyor olmanın hayati önemini bir kez daha anımsattı. Bu süreçte hammadde temini, lojistik aksamalar, artan maliyetler, satışlarımızdaki dalgalanmalar ve bulaş riskinin yarattığı zorlayıcı koşullarda üretim tesislerimizde faaliyetlerimize aralıksız sürdürme gibi önemli zorluklarla karşılaştık. Her aşamada ülkemiz için toplumsal sorumluluğumuzun bilinciyle hareket ettik. Koşulları tüm gücümüz, bağlantılarımız ve birikimimizle sonuna kadar zorladık ve bu sayede halkımızın ve sağlık çalışanlarının ilaç erişimini kesintisiz devam ettirdik. Mevcut üretimimiz yanında, Covid-19 tedavisi protokolünde yer alan ilaçları hızla üretmeye başladık. Bugün endüstrimizin, ülkemizin ilaç ihtiyacının yüzde 88’ini yurt içi üretimle karşılıyor. Bu bizler için gurur ve mutluluk vesilesi” diye konuştu.
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası her yıl olduğu gibi bu yıl da geçtiğimiz yılın sektör verilerine yönelik bir rapor hazırladı. Rapora göre Covid-19 pandemi sürecinde hekim ve hastane ziyaretlerinin azalması ve acil tedaviler dışındaki tedavilere ara verilmesi sebepleriyle ilaç pazarı kutu ölçeğinde %7 gerileyerek 2,2 milyar kutuyaindi. Endüstri sürecin zorlu koşullarına rağmen yatırımlarını ve üretimini artırarak sürdürdü. Son 3 yıldır ihracatta parlak bir dönem yaşayan ilaç endüstrisi 2020’de de atılımlarına devam etti. Türk ilaç endüstrisi 2020 yılında aralarında Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 177 ülkeye ihracat gerçekleştirdi.
Küresel bir sağlık sorunu olan Covid-19, ilacın, dolayısı ile ilaç endüstrisinin toplum sağlığı adına öneminin altını çizdi. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın hazırladığı rapora göre Türk ilaç endüstrisi 2020 yılında, uluslararası standartlarda üretim gerçekleştirilen 96 ilaç, 11 hammadde üretim tesisi ve 40 bin çalışanıyla toplum sağlığına hizmet sunmaya devam etti. Türkiye ilaç ve tıbbi sağlık ürünleri pazarını oluşturan 680 firmanın yaklaşık dörtte üçü yerli sermayeli firmalardan oluşuyor.
Savaş Malkoç : “2021’de Türk ilaç endüstrisinin ihracatı 2 milyar doları aşacak”
2020 ihracat verilerine dair bir değerlendirme yapan İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Savaş Malkoç ; “İlaç ihracat artışımız Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşiyor. 2019 yılında ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında artarak 1,4 milyar dolar üzerinde bir büyüklüğe ulaştı. 2020 yılı sonunda ise ihracatımız yüzde 27,3 artışla 1,84 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İhracatımızdaki bu artışla, 2020 yılında Türkiye ihracatı içindeki payımızı ilk kez yüzde 1’in üzerine çıkardık. Katma değeri yüksek, Ar-Ge yoğun ilaç endüstrisinin ihracatta yaşadığı bu atılım, ihracatın ithalatı karşılama oranını da tarihinin en yüksek seviyesine ulaştırdı. İlaç hammadde ithalatı ve ilaç bitmiş ürün ihracatı incelendiğinde ilaçendüstrisininülke ekonomisine sağladığı katkı daha net şekilde görülüyor. 2020 yılında 815 milyon dolar tutarında hammadde girişine karşın 1,79 milyar dolar ihracat gerçekleştirildi. Bu alandaki ihracat lehine olan denge her geçen gün daha da büyüyor. İlaç ithalatında bitmiş ürünlere olan ihtiyacın yurt içi üretim imkanlarıyla karşılanması sağlandığında endüstrimiz ihracatını ve dış ticaret açığının azalmasına katkısını artıracaktır. Bunun için, ilaçta yerelleşme politikasının kaldığı yerden yeniden başlaması ve özelikle biyoteknolojik ilaç üretimini canlandıracak mevzuat ve destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. 2021 yılında da, pandeminin yarattığı olumsuz koşullara rağmen, ihracatımızın yüzde 10’un üzerinde büyüyerek 2 milyar doları aşacağını öngörüyoruz” diye konuştu.
Covid-19 endişesi, 2020’de bağışıklık arttıran ilaç ve takviyelere zirve yaptırdı
2020, sağlık ürünleri pazarında da büyümeye sahne oldu. İlaç şirketlerinin de portföylerinde yer alan Sağlık Bakanlığından onaylı geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, biyosidal ürünler, farmasötik formdaki bazı tıbbi cihazlar, kozmetik ve dermokozmetik ürünler ile Tarım ve Orman Bakanlığından onaylı vitaminler ve gıda takviyelerinden oluşan pazar, 2020’de Covid-19 pandemisi nedeniyle rekor üretim ve satış rakamlarına ulaştı.
Covid-19 pandemi sürecinde doktora ve hastaneye erişimin azalması ve bağışıklık güçlendirmeye yönelik bilgilerin birçok iletişim kanalından dolaşıma girmesi pazarın büyümesine büyük etkisi oldu. 2020 yılında bu etkiler sonucu %70’in üzerinde oranla vitamin ve gıda takviyesi ürünlerinden oluşan sağlık ürünleri pazarı kutuda %34,3 artarak 80 milyon kutuya, değerde %56,6 artarak 2,87 milyar TL’ye ulaştı. 2020 yılında sağlık ürünleri pazarında yer alan ithal ürünler değerde %44,8 büyüme ile 1,8 milyar TL’ye, kutuda %25,2 büyüme ile 37,3 milyon kutuya ulaştı. İmal ürünler incelendiğinde değerde %80,2 artış ile1,1 milyar TL’ye, kutuda %43,5 artışla 42,5 milyon kutuya ulaştığı ve ilk defa ithal ürün pazarının üzerine çıktığı görüldü. 2021’de de bağışıklık arttıran ilaç ve takviyelere olan ilgi sonucu pazardaki büyümenin devam edeceği öngörülüyor.
Kaynak: Bültenler