Çocuklarda büyüme ve gelişmenin devamlılığı için kilit rol oynayan tiroid hormonunun eksikliği büyüme geriliğine yol açacağını söyleyen Dr. Aliye Sevil Sarıkaya, “Ülkemizde sıklıkla görülen hipotiroidi sorunu sinsi ve yavaş şekilde ilerlediğinden kolaylıkla fark edilemeyebilir” dedi.
Anne karnından ergenlik dönemine kadarki süreçte, çocukların büyüme ve gelişmesi üzerinde tiroid hormonları çok önemli görevler üstlendiğine dikkati çeken Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Dr. Aliye Sevil Sarıkaya, “Tiroid hormonları beyin ve sinir sistemi, kas ve yağ dokularında pek çok işlevin yürütülmesinde görev alıyor. Bunların yanı sıra metabolizma hızının düzenlenmesinde görevleri bulunan tiroid hormonu kanda yeterli düzeyde bulunmadığında, çocuklarda büyüme ve gelişmenin sağlıklı bir şekilde devam etmesi mümkün olmuyor. Tiroid bezinin yeterince çalışmaması durumunda bu hormonlar yeterince salgılanamadığından hipotiroidi (tiroid geriliği) tablosu oluşuyor. Hipotiroidinin çocuklardaki en önemli belirtisi ise boy kısalığı ve büyüme geriliği şeklinde görülüyor” ifadelerini kullandı.
“RUTİN KONTROL MUAYENELERİNİ AKSATMAMALARI GEREKİYOR”
Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Dr. Aliye Sevil Sarıkaya, “Ülkemizde sıklıkla görülen hipotiroidi sorunu sinsi ve yavaş şekilde ilerlediğinden kolaylıkla fark edilemeyebilir. Bu nedenle anne ve babaların, çocuklarının büyüme ve gelişimini yakından takip etmeleri ve rutin kontrol muayenelerini aksatmamaları gerekiyor” uyarısında bulundu.
Sarıkaya çocukta tiroid geriliği olabileceğini işaret eden belirtileri şöyle sıraladı:
“Doğumdan sonra yapılan tiroid hormonu testinde TSH yüksekliğinin tespit edilmesi, dişlerin geç çıkması, çocuğun konuşma ve yürüme gibi becerileri normalden geç kazanması, kilo artışına rağmen boy uzunluğunun geri kalması, bir diğer deyişle büyümenin yavaşlaması, kabızlık, üşüme, ciltte kuruluk, dikkat, hafıza ve konsantrasyon sorunları ve saç dökülmesi olarak karşımıza çıkar”
“AİLEDE TİROİD HASTALIĞI ÖYKÜSÜ BULUNAN ÇOCUKLAR DAHA YÜKSEK RİSK ALTINDA”
Çocuklarda tiroid geriliği konusunda dengesiz beslenme, iyot eksikliği, otoimmün bozukluklar ve kronik hastalıklar gibi pek çok neden rol oynayabileceğini belirten Sarıkaya, “Fakat bunların yanı sıra genetik yatkınlık da oldukça büyük bir risk faktörü. Ailesinde tiroid hastalığı öyküsü bulunan çocuklar, tiroid geriliğine yakalanma konusunda daha yüksek bir risk taşıyor. Bu nedenle ailesinde hipotiroidi veya farklı bir tiroid hastalığı bulunan çocukların aileleri, tiroid geriliği belirtileri konusunda çok daha dikkatli olmalı. Bunların yanı sıra çocukların beslenme planına da özen gösterilmesi gerekiyor. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme, tek bir besinin ağırlıklı olarak yer aldığı bir beslenme tarzı gibi uygulamalar tiroid hormonlarının üretimini olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle protein alımı, vitamin ve mineral gereksiniminin karşılanması gibi konulara dikkat edilerek çocukların tüm besin gruplarını yeterli şekilde tüketmesi gerekiyor” dedi.
ÇOCUKLARDA TİROİD GERİLİĞİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Özellikle doğumsal hastalıklara bağlı tiroid geriliklerinde tanı ve tedavinin gecikmesi ile geri dönüşü mümkün olmayan beyin ve sinir hasarları meydana gelebiliyor. Bu nedenle doğum sonrasında topuk kanı ile yapılan tarama sonucunda herhangi bir hastalık teşhisi alan bebeklerin ebeveynleri tarafından çocuk endokrinologlarına götürülmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Sarıkaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tiroid geriliği tespit edilen çocuklarımızda hormon takviyeleri yaparak bu durumun yol açabileceği komplikasyonların önüne geçebiliyoruz. Tedavide temel amaç eksik olan tiroid hormonunun bir an önce yerine konulması oluyor. Özellikle prematüre bebeklerde geçici tiroid geriliklerine rastlayabiliyoruz. Bu nedenle tedavi kadar takip de önemli. Hormonun normal seviyesine ulaşması ile birlikte büyüme geriliği gibi sorunların da önüne geçmiş oluyoruz. Hipotiroidinin hangi nedene bağlı olduğu belirlendikten sonra bazı çocuklar için uzun süreli tiroid hormonu ilacı kullanılması gerekirken bazı çocuklarımızda ise kısa süreli tedavi sonrasında hormon seviyeleri normale geldikten sonra ilaç bırakılabiliyor.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı