Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birol Özer, mide bağırsak hastalığı olan kişilerin oruç tutmak istemesi halinde hastalıklarıyla ilgili durumu doktoruyla konuşması gerektiğini belirtti.
Özer, yaptığı açıklamada, ramazan ayında, mide bağırsak hastalığı olanlar başta olmak üzere bireylerde oruç tutma konusunda soru işaretleri oluştuğuna değinirken, bu konuda karşı karşıya kalınan 2 farklı sorunu, “ciddi hastalığı olduğu için oruç tutması tıbben sakıncalı olan bireylerin oruç tutmak istemesi” ve “mevcut hastalığı oruç tutmasına engel teşkil etmeyenlerin bu konudaki bilgi eksikliği nedeniyle oruç tutma konusundaki çekinceleri” şeklinde sıraladı.
Oruç tutanlarda tutmayanlara göre kabızlık, gaz, dolgunluk hissi, retrosternal yanma, halsizlik, baş ağrısı ve ağırlık hissinin daha fazla olduğunu ve tedavi uyumunda bozulma, mide bağırsak yakınmalarında artma ve kanamanın daha fazla görüldüğünü anlatan Özer, şu bilgileri paylaştı:
“Mide bağırsak yakınmalarının artmasında tüketilen gıdaların içeriği de önemlidir. Yüksek yağ içeren besinler sahur için uygun değildir. Sahurdaki öğünde yüzde 70’ten daha fazla karbonhidrat tüketimi gündüz açlığına neden olabilir. Tatlı gıdaların açlık etkileri daha fazladır. Sahurda yüksek yağlı, kızartılmış gıdaların tüketilmesi; 1500 miligram üzerinde tuz, 1000 Kcal’den daha fazla gıda almak ve gün içinde fazla fiziksel aktivite susuzluğu artırır. Susuzluk ve açlık hissini önlemek için sahurda 2 porsiyon meyve, sebze, çeyrek fincan bakliyat, tam tahıllı ekmek ve yeterli sıvı tüketilmelidir. Kızartılmış yağlı yiyecekler, tatlıların aşırı tüketimi, öğündeki yemek hacminin 1000 mililitreden, yağın 40 gramdan fazla olması ağırlık hissi ve şişkinliğe neden olur. Oruç tutanlarda kabızlığın daha fazla görülmesinin nedenleri arasında kalori kısıtlaması, fiziksel aktivitede azalma, günlük lif alımının 15 gramdan, sıvının 750 mililitreden az olması sayılabilir. Kabızlık oluşumunu önlemek için lifli gıdalar, kepekli tahıl ürünleri, fazla sıvı, meyve ve salata tüketilmelidir.”
Özer, iftarda yüksek hacimli gıda alımının gastroözofagial reflü ve mide yakınmalarını artırdığına işaret ederek, mide boşalma zamanını geciktirici etkisi olan yağlı gıdaların, öğün başına 1500 Kcal ve 45 gramdan fazla yağ tüketiminin yakınmaların artmasına neden olduğunu belirtti.
“Tetkik ve tedavi düzenlemelerinin yapılması önemli”
Ramazan ayında oruç tutanlarda peptik ülser sıklığının artığını ifade eden Özer, şöyle devam etti:
“Eğer hastanın öncesinde mide yakınmaları var ise tetkik ve tedavi edilmelidir. Mide yakınması olanlar hastalığın şiddetine göre doktorunun önerdiği asit giderici ilaçları kullanabilirler. Helikobakter pylori pozitif peptik ülseri olan bireylerin ramazan ayı öncesinde tedavi edilmesi önerilir. Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi inflamatuar bağırsak hastalığı olan bireylerin hastalığın aktif olduğu dönemde oruç tutmaları önerilmez. Ancak hastalığın yatıştığı dönemlerde ilaçlarını düzenli kullanmak koşuluyla oruç tutabilirler.”
Özer, kronik karaciğer hastalığı özellikle sirozu olan hastalarda beslenme yetersizliği olduğu için bu grup hastaların oruç tutmasının önerilmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Sağlıklı bireylerde vücuttaki glikojen depoları açlık durumunda 72 saate kadar yeterli kaloriyi sağlayabilir. Ancak ileri evre karaciğer sirozu olan hastalarda vücuttaki glikojen depoları 6 saat yeterli olabilir. Altı saatten daha uzun süreli açlık durumunda sirozlu hastalarda kas dokusu enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlar. Bu durum da enfeksiyon ve karaciğer komasına yatkınlığın artmasına neden olur. Bu nedenle ileri evre sirozlu hastalara gece yatmadan önce protein içerikli hafif atıştırmalık alması önerilir. Sirozlu hastaların oruç tutması tedaviye uyumun da bozulmasına neden olur ve hastalık ilerleyebilir. Özellikle yaşlı, şeker hastalığı, mide kanaması öyküsü olan ileri evre karaciğer sirozlu hastaların oruç tutmaları risklidir. Ancak kronik hepatit evresinde olan karaciğer hastalarının oruç tutması, ilaçlarını düzenli kullanmak kaydıyla hastalık seyrini etkilemez. Mide bağırsak hastalığı olan bireyler oruç tutmak istiyorlar ise ramazan ayı başlamadan önce hastalığı ile ilgili durumu doktoru ile tartışmalıdır. Tetkik ve tedavi düzenlemelerinin yapılması son derece önemlidir.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Andaç Hongur