Jeff Bezos tarafından kurulan ve merkezi Washington’da bulunan havacılık ve uzay araştırma şirketi Blue Origin, uzay turizmi için tasarladığı New Shepard roketinin uçuşları için bilet satmaya başlayacağını açıkladı. Biletlerle ve koşullarla ilgili henüz bilgi vermeyen şirket, 5 Mayıs’ta internet sitesi üzerinden tüm detayların paylaşılacağını duyurdu.
Şirketin Twitter hesabından bir video paylaşarak yaptığı açıklamanın ardından, sosyal medyada Elon Musk’ın havacılık ve uzay araştırma şirketi SpaceX de gündem oldu. İki şirket arasındaki uzay turizmi çalışmaları hem güvenilirlik hem ekonomik hem de hukuksal açıdan kıyaslanmaya başlandı.
İKİ ŞİRKET ARASINDAKİ REKABET UZAY TURİZMİNİ GELİŞTİRİYOR
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hava ve Uzay Hukuku Uzmanı İlyas Gölcüklü, “Her ne kadar Blue Origin şirketi, detayları henüz tam açıklamamış olsa da uzay turizmi rekabeti, beklediğimiz ve oluşacağını öngördüğümüz bir alandı. Şirketler arası rekabetin bir üst boyuta taşındığı ve daha da çok taşınacağı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Uzay turizmi noktasında, uzaya çıkış biletlerinin açıklanması, birtakım sonuçları doğuruyor” dedi.
Space X ve Blue Origin şirketlerinin projeleri ve çalışmalarına dair bilgi veren Gölcüklü, “Space X şirketi, çok gezegenli yaşam anlayışına dönük projeler gerçekleştiriyor. Robot teknolojilerini de bunun üzerine geliştiriyor. Space X, çok daha fazla projeyi olabildiğince kısa bir sürede hayata geçirmeye çalışıyor. Bu gayretle, ortaya çıkan hatalardan ders alarak ilerlemeye çalışıyor. Blue Origin ise, daha yavaş adımlarla ilerleyen bir şirket ve hata oranı çok daha az. İşte bu iki şirket arasındaki rekabet, uzay turizminin gelişmesi noktasında çok önemli” diye konuştu.
SPACEX DAHA UCUZ OLABİLİR
Bilet fiyatlarının merak edildiğini, ancak şirketin henüz bir bilgi vermediğini kaydeden Gölcüklü, sözlerine şöyle devam etti:
“Yabancı basında yer alan haberlere baktığımızda, Blue Origin’in New Shepard roketi ile uzaya gitmek için 250-300 bin dolar gibi bir fiyatın ödeneceğinin iddia edildiğini görüyoruz. SpaceX ise bunun çok daha altında bir fiyatla isteyenleri uzaya gönderebileceğini söylüyor. Bunlar zamanla netleşecek detaylar. Fakat her ne olursa olsun, günümüzdeki gelişmelere baktığımızda ticari şirketler artık uzay yarışında yer aldılar diyebiliriz. Devletlerin uzay ajansları tek başına yer almıyor. Çünkü uzay turizmi dediğimiz kısım, karmaşık ve çok gelişmiş uzay araçları gerektiren bir alan. Aynı zamanda devletler arasında iş birliği de gerektiriyor. Dolayısıyla şirketler hem kendilerini finanse ederek hem de devletin uzay ajanslarıyla iş birliği yaparak bu alanda gelişmeye gayret ediyor.”
TÜRKİYE’NİN DE TİCARİ UZAY KANUNU OLABİLİR
Uzay turizminde yaşanan gelişmelerin rekabeti kızıştırdığını dile getiren Gölcüklü, uzay çalışmaları konusunda öncü ülkelerin ‘ticari uzay kanunu’ düzenlediğini söyledi.
Gölcüklü, “O araçların pencereleri, uçaktaki pencereler kadar küçük değil. Orada amaç, yolcuların yüksek bir yerden dünyayı ve uzayı görebilmesi. Dolayısıyla devasa büyüklükte camekanlar düşünülüyor. Yolculuğun az sayıda kişi ile gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Bunların tamamı hem rekabeti kızıştırmak hem de özel hukukta hiç alışık olmadığımız bambaşka problemleri yaratma noktasında kayda değer gelişmeler. Bunun sonucu olarak artık ABD gibi ülkeler, eski kanun düzenlemelerini yetersiz buluyor. Çünkü ticari şirketlerin bu işe bu kadar girebileceğini düşünmeden yapılmış bazı Birleşmiş Milletler antlaşmaları ve düzenlemeleri var. Bunlar artık yeterli olmuyor. Bu nedenle ABD gibi bu işin öncü devletleri, ticari uzay kanunu düzenliyorlar. Bizim de bu noktada böyle bir ticari uzay kanunumuz olabilir. Çünkü dünyanın gidişatı bu yönde. Ben konuya, sadece Space X ve Blue Origin rekabeti olarak bakmıyorum. İleride çok farklı şirketlerin de bu alanda yer alacağını söyleyebiliriz” diyerek sözlerine son verdi.