Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 21.28’de Bingöl’ün Kiğı ilçesinde 5,2 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Bu gelişmenin ardından Prof. Süleyman Pampal ve Prof. Okan Tüysüz, CNN Türk canlı yayınında önemli açıklamalarda bulundu.
Prof. Süleyman Pampal’ın açıklaması şu şekilde:
Burası gerçekten Türkiye’nin en tehlikeli kavşaklarından, düğüm noktalarından biri. Bu Kiğı’nın güneyinde Tunceli Karakoçan, Bingöl arasında uzanan Kuzey Anadolu Fayı’nda paralel doğrultu atımlı bir fay var. Aktif bir fay hemen bu söylediğim şehirlerin yakın kuzeyinden geçiyor. Onun biraz daha kuzeyinde biraz daha küçük ama gene doğrultu atımlı bir fay. Kiğı’nın biraz güneyinde bu depreme yol açmış faylarda biri olabilir ve kuzeyde Erzincan Karlıova arasında Kuzey Anadolu Fayı.
Bunlar yaklaşık doğu batı yönünde uzanan aktif faylar, birde Bingöl Karlıova ve onun hemen batısında gene ona paralel uzanan kuzey doğu güney batı yönlü Doğu Anadolu Fayı ve onun bileşenlerinden bir kısmı.
‘ASIL BİZİ KAYGILANDIRAN FAYLAR BUNLAR’
İşte Kiğı bugün biraz önce meydana gelen depremde bu fayların arasında daha küçük ölçekli faydalardan biri üzerinde meydana gelmiş olan 5,3 büyüklüğündeki bir deprem. Şimdi burada Bingöl Karlıova arasında 71 de 6,8 büyüklüğünde deprem var zaten. Güneyde Sivrice Pötürge arasında oldu.
Arada Bingöl’ün hemen güneyinde kırılmamış bir parça var. Doğu Anadolu fayının kırılması muhtemel sismik boşluk konumunda olan bir bölüm var. Yani buralar zaten ve bir de tabii kuzeydeki Erzincan Karlıova arasındaki Yedisu fayı ki bu da sismik boşluk konumunda. Asıl bizi kaygılandıran faylar bunlar.
‘O BÖLGELERE YOĞUNLAŞMAK GEREK’
Yani bugün bu depreme yol açmış olan faylar daha küçük ölçekli, daha tali faylar diye adlandırdığımız faylar deprem de zaten küçük bir deprem ama gene de kırsal geleneksel yapılarda birtakım hasarlar meydana geldiği görülüyor.
Gelmesi de doğal yapılar zaten köy tipi yığma. Taş tuğla yapılar ki normaldir bu tür hasarlar ama işte bu Bingöl ve Yedisu fayları bu bölgede asıl hasar yapması beklenen depremlerin olacağı kesimler.
Biri Kuzey Anadolu Fayı’nda biri de Doğu Anadolu Fayı’nın üzerinde oluşacak iki deprem bu bölgeye çok yakın. O nedenle oralara yoğunlaşmak ve oralarda bir takım tedbirleri hızlandırmak. Almak gerektiğini vurgulamak istiyorum.
‘BURASI DÜNYANIN EN TEHLİKELİ DEPREM ZONLARINDAN BİRİ ÜZERİNDE’
Tabiki yani burası sadece Türkiye değil, dünya ölçeğinde deprem tehlikesi bakımından en dikkat çeken yerlerden biri. Niye öyle? Çünkü Ege’den başlayıp Türkiye’yi kat eden Kuzey Anadolu Fayı’nın hemen güneyinde ve Afrika’nın işte Arap levhası ile Afrika’nın sınırı Kızıldeniz Ölüdeniz, sonra Hatay civarından itibaren Karlıova ya kadar uzanan Doğu Anadolu Fayı bir de Güneydoğu Anadolu bindirme kuşağı var biraz güneyden Hakkari civarında bir yay yapıp çıkan.
Yani burası dünyanın en tehlikeli deprem zonlarından biri üzerinde bulunuyor ve burada pek çok da sismik boşluk var. Yani bundan sonra olacak ilk depremlerin beklendiği yerler sismik boşluklar demin söyledim. Tekrarlıyorum, Yedisu Erzincan Karlıova arası bu bölgeyi etkileyecek, ikincisi Bingöl’ün güneyine doğru, Hazar Gölü’ne doğru olan kesim.
‘DÜĞÜM NOKTASI’
Daha güneyde Adıyaman Kahramanmaraş arasında bir boşluk var, orası sırada bekliyor ve birde arada işte Malatya fayından yukarı Erzincan’a doğru uzanan gene aktif büyük bir fay var ve arada Tunceli Karakocan, Bingöl arasında uzanan doğrultu atımlı fay bu düğüm noktası. Bu üçgenin bulunduğu alan Türkiye’nin en tehlikeli alanı deprem tehlikesinin en yüksek olduğu alan. Ve son yıllarda da bu bölge kıpır kıpır çok fazla deprem oluyor. Çok aktif yani bunun devam edeceğini öngörmek mümkün söylemek mümkün.
O nedenle buralarda deprem olacak mı, olmayacak mı? Bu tartışmayı geçmemiz gerekiyor. Yani burası birde Erzincan gibi her 50-55 yılda bir yıkıcı deprem yaşayan yani Türkiye’nin en aktifleri, yani son 1000 yılda 20 den fazla yıkıcı deprem yaşamış, Erzincan ve Erzincan çevresi burası. Bu Kuzeydoğu Anadolu Fayı var bir de. Yani Türkiye’de o bölgeden kuzeye Ermenistan’a doğru uzanan. Burası tam bir düğüm noktası. O nedenle bu bölgede depremi beklemeyi bırakıp bu bölgede özellikle işte Okan hoca da bahsetti. Kırsal bölgedeki yapılar ciddi hasarlar alabilir. Bundan sonraki artçılar da bile yıkılabilir.
Buraların iyileştirilmesi gerekiyor. Yani bu kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde bu dönüşümün hızlandırılması gerekiyor ve hızlandırmaya da tabi gene İstanbul gibi oralarda da İzmir gibi oralarda sismik boşluk konumundalar maalesef oralarda da bekleniyor depremler ama buralarda aynen çerçevede değerlendirilerek tehlikenin en yüksek olduğu yerlerde dönüşümün hızlandırılması daha biraz özendirilmesi kamu eliyle yani Bakanlık ve Belediyelerin el birliğiyle vatandaşı da içine dahil ederek, kentsel dönüşüm yasasının uygulamasının hızlandırılmasından başka çare yok. Yani bunu bir an önce yapmamız gerekiyor. Bu bölgenin yapı stokunu depreme dayanıklı hale getirmemiz gerekiyor ki bu depremler olduğu zaman olacağı zaman korkmadan rahat bir şekilde yaşamaya devam etsin.
OKAN TÜYSÜZ: GEÇMİŞTE OLMUŞSA GELECEKTE DE OLACAKTIR
Prof. Okan Tüysüz’ün açıklaması şu şekilde;
Öncelikle yöre halkına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Şimdi bizde bir kural vardır. Geçmişte bir yerde deprem olmuşsa gelecekte de olur. Bölgeye baktığımız zaman Süleyman Hoca’nın da bahsettiği gibi Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu fayı arasında üçgen biçimde bir bölge ve bu üçgen içerisinde 1950 yılında 5,5 1957 de 5.1 1968’de, 5.1 1995’te 5.7’lik depremler oldu.
Bu şunu demek. Geçmişte deprem olmuşsa gelecekte de olacaktır. Dolayısıyla bu bölge için 5-6 büyüklüğündeki depremler şaşırtıcı depremler değildir. Bölgenin yapısı gereği. 1 Mayıs 2003’te Çeltiksuyu depremi oldu ve 176 can kaybı oldu burada. Bu da yine bölgenin hareketli olduğunu gösteren önemli verilerden bir tanesi şimdi bugün olan deprem 5.3 büyüklüğünde bir normal fay tarafından üretilmiş diri fay haritalarında olmayan ama jeolojik yapıdan bildiğimiz bir fay ve bu fayın üzerinde meydana gelen bir deprem, 5.3’lük, bir depremin 4.3’e varan hatta bunu biraz geçen artçıları olabilir.
O nedenle şimdi birinci olarak söyleyeceğim şey hasar görmüş yapılara yetkililer tarafından incelenmeden lütfen girmeyelim. Çünkü 5.3’lük depremde hasar almış yapı daha sonra gelen artçılar nedeniyle hasarı artarak başka kazalara yol açabilir. O nedenle eğer yapımız hasar görmüş ise bu hastaların mutlaka yetkili kişilerce incelenmesi gerekir.