Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Uluslararası İyilik Ödülleri” programında konuşuyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
”Salgın, insanlığın kaderinin ortak olduğunu bir kez daha hatırlattı. Türkiye’den talepte bulunan 160 ülkeye tıbbi ekipman desteği sağladık. Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan sağlık hizmeti verdik.
”BU NEBBAŞLAR EN BÜYÜK YARAYI ANALARIN YÜREKLERİNDE AÇTI”
İyilere hürmet nasıl önemliyse kötülere ve zalimlere karşı haşmetli olmak da o derece hayati öneme sahiptir. Bizler 40 yıla yakın bir süredir terörle mücadele eden terörizmin acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Kurban eti dağıtan körpe delikanlıları namaz kıldıran imamı katleden ibadethaneleri ateşe veren bir barbarlığa defalarca şahit olduk. Bölücü örgüt mensupları yaklaşık 40 yıldır sadece yaktılar yıktılar Kürt kardeşlerimizin hayatını zindana çevirdiler. Bu nebbaşlar (mezar soyguncuları) ilk günden itibaren en büyük yarayı anaların yüreklerinde açtılar.
”DİYARBAKIR ANNELERİNİN ‘EVLATLARIMIZI GERİ İSTİYORUZ’ HAYKIRIŞI TERÖRE VURULMUŞ EN AĞIR DARBELERDEN BİRİ”
Diyarbakır anneleri aynı zamanda siyasetçi görünümlü insan kaçakçılarının maskelerini aşağı indirdi. Diyarbakır annelerinin ‘Evlatlarımızı geri istiyoruz’ haykırışı, teröre ve bölücü örgütün uzantılarına vurulmuş en ağır darbelerden biridir. Bir avuç cesur ana, on yıllardır benim Kürt kardeşlerimin sırtına kene gibi yapışan, kanını sülük gibi emen zalimlere ‘Artık yeter’ diyerek ihtar verdi. Bu seneki ikinci vefa ödülünü, evlatlarını terör pençesinden kurtarmaya çalışan yiğit Diyarbakır annelerine veriyoruz. Diyarbakır’a gidip ittifak ortaklarından ürktükleri için anaların kapısını çalmaktan korkan hatta cesur anneleri tehdit eden siyasetçi müsveddelerini gördük.
”BİZ MÜLTECİLERİ ÜLKELERİNE GÖNDERMEYECEĞİZ”
Biz mültecileri ülkelerine göndermeyeceğiz. Biz ensarın muhacirin ne olduğunu peygamberi bir metod olarak çok iyi biliriz. Eğer iktidar olurlarsa tekrar bunları Suriye’ye Afganistan’a göndereceklermiş biz göndermeyeceğiz ev sahipliğine devam edeceğiz. İşte farkımız bu. Kendi insanlarımız içinde de hiç kimseyi boynu bükük kalbi kırık bırakmayacağız. Dün Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan gelmişlerdi. Bugün Ukrayna’dan geliyorlar, bu ülke daima mazlumların sığınağı olmaya devam edecek.”