Kılıçdaroğlu, Çorum’da FETÖ’cülerin yeniden devlet kurumlarında yapılanma umudunu yeşertecek skandal bir açıklamaya imza attı. Nedim Şener, köşe yazısında bu açıklama nezdinde Türkiye’yi bekleyen tehlike konusunda önemli detaylara yer verdi.
İşte o köşe yazısı:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendinden önceki genel başkan Deniz Baykal’a ve partisinde milletvekilliği yapmış kişilere kumpas kuran Fetulahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarını çok memnun eden; tuhaf, tuhaf olduğu kadar Türkiye için çok tehlikeli bir açıklama yaptı.
15 Temmuz’dan sonra Kanun Hükmünde Kararnamelerle devlet memurluğundan çıkartılan 125 bin 678 kişi arasında, “göreve iade” kararı verilen 14 bin 455 kişi yerine “herkesin” görevlerine döneceğinin işaretini verdi. CHP iktidarı ile tekrar devlete yerleşme umudu doğan firari FETÖ mensupları sevinçlerini gizleyemedi.
Bir kesim ise oldukça sessizdi…
AKP’li Bülent Arınç, “KHK faciadır” dediğinde yeri göğü inleten FETÖ kumpasları ile hapislere girmiş olan CHP milletvekilleri, her fırsatta FETÖ’ye karşı olduğunu söyleyen parti teşkilatı, üyeleri, tabanı ve yandaş gazetecileri ise bu kez suskun.
Neyse, konu FETÖ olunca benim için Bülent Arınç ile Kılıçdaroğlu arasında fark yoktur, sözümü ona da söyledim buna da söyleyeceğim.
HATA DEĞİL PARTİ POLİTİKASI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, geçen hafta Çorum ziyareti sırasında tam olarak şunları söyledi:
“Geçen özel harekâtta çalışan bir polis, Ankara Mamak’ta karşılaştık. ‘Beni kanun hükmünde kararnameyle attılar. Gittim savcılığa, savcı takipsizlik verdi.
Mahkemede hiçbir zaman yargılanmadım ve mahkûm edilmedim. Beni görevime vermeleri lazım. ‘Hayır efendim seni göreve geri veremeyiz…’ Niye veremiyorsun? Sözüm söz, bütün bu adaletsizlikleri düzelteceğim. O kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğim. Yeter ki teröre bulaşmasın.”
Benzer sözleri daha önce yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ile milletvekili Sezgin Tanrıkulu’dan duyunca, “düzeltilebilir hatalı açıklamalar” olarak değerlendirmiştim.
Ama Kılıçdaroğlu’nun, hiçbir ayrım yapmadan, “O kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğim” sözleri bunun son derece yanlış ve Türkiye açısından çok tehlikeli bir parti politikası olduğunu gösteriyor.
FETÖ’NÜN YANINDA HİZALANDI
FETÖ’nün Deniz Baykal’ı, “kaset komplosuyla” devirmesinden sonra, CHP’de FETÖ’cüleri ağırlamaya başlayan ve FETÖ’cü danışmanlarla çalışan Kılıçdaroğlu, 17/25 Aralık 2013 operasyonlarından sonra FETÖ’nün yanına hizalandı.
CHP’lileri, FETÖ’nün el konulan gazete, televizyon ve bankasının önüne yolladı. Yetmedi kendisi de gitti. Televizyonlarına çıkıp hükümeti tehdit etti. 15 Temmuz gecesi, Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde saklanmasını, “insani korku” olarak yorumlasam da darbe girişimi sonrası da, FETÖ’cülerin işine yarayacak ne kadar yalan yanlış konu varsa ortaya atmaktan çekinmedi. FETÖ’cülerin, darbeden sonra ortaya attığı, “tiyatro, senaryo, kontrollü darbe” yalanlarını piyasaya sürdü hatta rapor hazırlattı. “Kontrollü darbe” yalanının altını
doldurmak için, FETÖ’cülerin “Adil Öksüz MİT elemanı” yalanını kamuoyuna taşıdı. 4 bakan, 120 milletvekili Bylock’çu yalanını belgeleyemedi. Şimdi de sıra, KHK ile devlet memurluğundan çıkartılanları görevlerine iade etme sözü vermeye geldi.
KİMLER İADE EDİLECEK
Herkesi görevine iade edeceğini söylerken, “Yeter ki teröre bulaşmamış olsun” şerhi düşmüş.
Ya ne dediğini bilmiyor ya FETÖ’yü.
Mesela, eline silah almamış, adam öldürmemiş, bomba atmamış ama Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarını yürütmüş hâkim ve savcılar geri dönecek mi? Ya, TSK’daki FETÖ’cülerin mahrem imamlığını yapmış, öğretmenler, akademisyenler. Hakkındaki soruşturmada, “takipsizlik” kararı verilmiş olan ve 2020 Yüksek Askeri Şurası’nda önce generalliğe terfi ettiren sonra da Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanan, ankesörlü hat operasyonunda tekrar yakalanınca FETÖ’cü olduğunu itiraf eden Serdar Atasoy’u iade edecek mi?
İADE TALEBİ REDDEDİLEN 50 BİN KİŞİ MAHKEME KARARIYLA FETÖ’CÜ
Oysa, kamu görevinden çıkartılan 125 bin 678 kişi arasından haksızlığa uğradığı belirlenen 14 bin 455 kişinin hakkını arayacağına, terörist FETÖ mensuplarına umut dağıtıyor.
İyi niyetle yorumlarsam, Kılıçdaroğlu’nun durumu tam bilgisizlik örneği. Ne FETÖ’yü tanıyor ne OHAL Komisyonu çalışmalarını. Komisyon kararlarına karşı mahkeme yolu açık. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, OHAL komisyonunun iç hukuk yollarından biri olduğunu kabul etti. Avrupa Konseyi de yaptığı incelemede, komisyonun açık ve şeffaf bir sistem kurduğunu belirledi. Komisyon, kişiler hakkındaki incelemeyi 20 kurumdan 106 başlıkta aldığı bilgilerle yapıyor. Görevi iade talebi reddedilse bile mahkeme yolu açık.
42 BİN KİŞİ DE SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMADA
Öte yandan göreve iade talebi reddedilen 102 bin 428 kişiden yaklaşık 50 bini hakkında mahkemeler tarafından verilmiş mahkûmiyet kararları bulunuyor. Yani yaklaşık yüzde 50’si mahkeme kararıyla FETÖ’cü.
42 bin 650 kişi hakkında da adli soruşturma ve kovuşturma devam ediyor
Yani konu Kılıçdaroğlu’nun verdiği tek bir örnekte olduğu gibi “savcılıklardan takipsizlik kararı almış mağdurlardan” ibaret değil.
Karşımızda, millete ve devlete ihanet etmiş bir terör örgütü var. Ve Kılıçdaroğlu tıpkı, Kobani bahanesiyle insanların ölümüne sebep olan HDP’li Demirtaş’a olduğu gibi, 251 insanımızı şehit eden FETÖ terör örgütüne sahip çıkıyor.
FETÖ’nün devletten temizliği gibi, devlete geri döndürülme fikri bir beka sorunudur ve 15 Temmuz’da darbecileri püskürttüğü gibi Türk milleti bununla da mücadele edecektir.