Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Afet Yönetim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Dr. İskender Dölek, Muş Ovası’nda gerçekleştirdikleri arazi çalışmalarında 35 milyon yıllık deniz canlılarına ait olduğu değerlendirilen fosillere rastladıklarını ifade etti.
Bulanık ilçesine bağlı Akçaarmut köyü yakınlarında fosillerle ilgili incelemelerde bulunan Dr. Dölek, elde edilen omurgasız deniz canlıları fosillerini yaş, tür ve cins tayini için paleontologlara gönderecek.
“YAŞ OLARAK 35 MİLYON YIL ÖNCESİNE AİT”
Afet Yönetim, Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak uzun süreden beri devam eden çalışmalar sonucunda geçen yıl arazide Mollusca fosilleri bulduklarını anımsatan Dr. Dölek, omurgasız deniz canlıları fosilleriyle ilgili haberler çıktıktan sonra bu yıl içerisinde Bulanık’ta benzer fosillerin olduğu yönünde bilgi aldıklarını söyledi. Arazide Mollusca fosilleri beklerken Gastropod ve deniz kestanesi ile farklı türlere ait olduğunu düşündükleri fosillerle karşılaştıklarını kaydeden Dr. Dölek, “Bunların yaş olarak 35 milyon yıl öncesine ait olabileceğini düşünüyoruz. Bunları yaşlandırma, tür ve cins tayini için paleontologlara göndereceğiz. Onlardan gelen bilgiler ışığı altında Doğu Anadolu Bölgesinin coğrafyasını bu yeni veriler ışığı altında tekrar, yeniden belki yorumlayacağız. Doğu Anadolu Bölgesi coğrafyası özelinde Muş’un da paleocoğrafyası ve paleoiklim koşulları hakkında yeni verilere, yeni bilgilere sahip olmuş olacağız.” dedi.
“TROPİKAL BİR DENİZDE YAŞAYAN CANLI”
Değerlendirdikleri fosillerin tropikal bir denizde yaşayan canlılar olduğunu düşündüklerini belirten Dr. Dölek, “Bu deniz sıcak. Yani bugünkü koşullara göre daha sıcak tropikal bir deniz. Yüksek sıcaklığa sahip. Köpek balıklarının olduğu, mercanların bulunduğu, Gastropodların, deniz kestanelerinin yaşadığı bir deniz veya bir ekolojik ortamdan bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.
1600 metre yüksekte fosillere rastlanılıyor olmasının doğal olarak buranın daha önce deniz olduğu şeklinde yorumlanacağını anlatan Dr. Dölek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizi şaşırtan özelliklerden bir tanesi de şu olmuştur; acı su veya göl ortamından sıcak deniz canlılarına ait fosillere geçiş olması buranın paleocoğrafyasıyla ilgili belki de yeni yorumların yapılmasına neden olacaktır.”